Hem akciğerlerinde sıvı toplanmasına hem de aortasını zayıflatacak bir inlamasyona neden olabilecek kadar şiddetli bir alerji. | Open Subtitles | يمكن لنوبة حادّة بما يكفي أن تثير ردة فعل مناعيّة جهازيّة ،مسببة وذمة رئويّة والتهابات قد تضعف الصمام الأبهر |
Oyunculardan biri hamle yapmak zorunda olduğunda ancak o hamle durumunu zayıflatacak bir hamleyse. | Open Subtitles | عندما يتوجب على لاعب التحرك ولكن أي حركة من الممكن أن تضعف موقفه |
Hamle yapmak üzere durumumu önemli derecede zayıflatacak bir hamle. | Open Subtitles | ...أنا على وشك القيام بحركة سوف تضعف موقفي بشكل كبير |
Sizi bulmak için bağınızı zayıflatacak kadar çırpınıyorsa ondan saklanıyorsunuz demektir. | Open Subtitles | إذا كان يائس للغاية لأضعاف الارتباط ليجدك كنت تختبئ منه |
Çünki istasyonu patlatmak, Zairon'un düşmanlarını kendi destekçilerine yönlendirerek dolaylı yoldan zayıflatacak. | Open Subtitles | لأن تفجير تلك المحطة يؤدي إلى صراع أكبر .صورة واحد غير مباشرة لأضعاف أعداء (زايرون) بواسطة إعادة توجيه شركاتهم الداعمة |
Buradan geçebilmek için bir ödeme yapılması gerekiyor buraya gelebilecek tüm istenmeyen kişileri zayıflatacak bir ödeme. | Open Subtitles | لكي تعبر يجب أن تدفع الثمن. شيء من شأنه اضعاف أيّ دخيل. |
Buradan geçebilmek için bir ödeme yapılması gerekiyor buraya gelebilecek tüm istenmeyen kişileri zayıflatacak bir ödeme. | Open Subtitles | لكي تعبر يجب أن تدفع الثمن. شيء من شأنه اضعاف أيّ دخيل. |