Çocuk az önce bir nöbet geçirdi. Yiyecek zehirlenmesinden kaynaklanıyor olamaz. | Open Subtitles | صحيح، بدأت النوبات تصيب الفتى حديثاً ليس أحد أعراض التسمم الغذائي |
Besin zehirlenmesinden ölmek istemiyorsak bir şeyler yapsam iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت أفكر إن لم نرد أن نُقتل من جراء التسمم فيجب أن أجد حلاً |
Arsenik zehirlenmesinden ölmüş. Kanıtlanmış. | Open Subtitles | لقد توفي من جراء التسمم بالزرنيخ, وجدوا أدلة على ذلك |
Metilen klorür zehirlenmesinden ölmediğini duymak seni rahatlatır. | Open Subtitles | سيُسعدكَ أن تعرِف أنهُ لم يمُت من تسمم كلور الميثيلين. |
İntihar etmedi. Gıda zehirlenmesinden öldü. | Open Subtitles | عن ماذا تتكلم أبونا لم ينتحر لقد مات من تسمم في الطعام |
Hiç bir vampir ona dokunmak istemez zaten. Kan zehirlenmesinden korkar. | Open Subtitles | اذا عضه مصاص للدماء علي ايه حال سيصاب بتسمم بالد م |
Birinin arabası bozulursa onu karbon dioksit zehirlenmesinden kurtaracağız... | Open Subtitles | في حالة توقّف سيارةِ شخص ما. هننقذهم من تَسَمّم غاز أوّل أكسيد الكاربونِ. |
Hepimiz radyum zehirlenmesinden ölmeye mahkum değiliz. | Open Subtitles | ليس قدرنا ان نموت جميعا بسبب التسمم بالاشعاع |
Radyumu buldular. Sonra ikisi de radyasyon zehirlenmesinden öldüler. | Open Subtitles | لقد اكتشفوا عنصر الراديوم ، ثم ماتوا جميعاً من التسمم الإشعاعي |
Bu sadece, bilirsin, garip, bilirsin, evlilikten, uh, bahsetmek... hem de biz, bilirsin, radyasyon zehirlenmesinden korunmayı denerken. | Open Subtitles | إنه فقط تعلمين, غريب الحديث عن الزواج بينما نحاول تجنب التسمم الإشعاعي |
Karşısına aylardır tatmadığı kadar leziz bir pirzola çıkıyor ama gıda zehirlenmesinden ölüyor. | Open Subtitles | انه نوشينج على أفضل أحد الأضلاع الرئيسية وكان عليه في الأشهر ويموت من التسمم الغذائي. |
B6 zehirlenmesinden de emindin. | Open Subtitles | لقد كنتَ واثقاً أيضاً بشأن التسمم بفيتامين بي6 |
Hepsi de taksisine bindikten sonra karbon monoksit zehirlenmesinden ölmüş. | Open Subtitles | جميع مات من التسمم أول أكسيد الكربون بعد الحصول في سيارته. |
Stuart Henley karbonmonoksit zehirlenmesinden öldü. | Open Subtitles | ستيوارت هينلى مات من تسمم من اول اكسيد الكربون |
Yani Rusya'da yılda 30 bin kadar insan alkol zehirlenmesinden ölüyor ama insanlar yine de bunu isteyebiliyorlar. | Open Subtitles | اقصد تقريبا 30000 روسي يموتون سنويا من تسمم الكحول لكن الناس |
Karbon monoksit zehirlenmesinden ölmüş ve o da dezenfeksiyon muşambasına sarılı olarak bulunmuş. | Open Subtitles | كان ومحام. وقال انه أول أكسيد الكربون تسمم وعثر عليه ملفوفا في قماش القنب التبخير. |
Ülser veya gıda zehirlenmesinden. Belki de her ikisi. | Open Subtitles | إنها القرحة وربما تسمم غذائي و ربما كلاهما |
Burda Matthew ve Vivian'ın doğalgaz zehirlenmesinden öldüğü yazıyor. | Open Subtitles | مكتوب هنا بأن ماثيو وفيفيان ماتا بتسمم للغاز الطبيعي |
Maalesef, biz onlara ulaşamadan radyasyon zehirlenmesinden hayatlarını kaybettiler. | Open Subtitles | لسوء الحظ، ماتوا بسبب تَسَمّم اشعاعِي قبل ان نصل اليهم.. |
Helyum gazı zehirlenmesinden 67 kişi öldü. | Open Subtitles | المطافئ بغاز ً تسمما ً شخصا 67 توفى |
Üçü vurulmuş. Biri radyasyon zehirlenmesinden ölmüş. | Open Subtitles | أُردِيَ ثلاثة منهم، وواحد مات جرّاء التسمّم الإشعاعيّ |
O ve eşi bir karbon zehirlenmesinden dolayı iki sene önce ölmüş. | Open Subtitles | وهو وزوجته ماتوا من سنتين من أختناق بغاز ثانى أكسيد الكربون. |
Üç ay önceye kadar radyasyon zehirlenmesinden tedavi edilen kişiler. | Open Subtitles | أي شخص تعامل مع الأعراض المرتبطة بالتسمم الأشعاعي , إسْترجع شهر |
Radyasyon zehirlenmesinden ölüyor. | Open Subtitles | إنه يحتضر من جراء التعرض للإشعاع. |