Bir kereliğine de olsa, kontrol Zengin beyaz adama geçti. | Open Subtitles | لمرة في الحياة الرجل الابيض الغني هو المسيطر |
Zengin beyaz adamı takip et. | Open Subtitles | تتبع الرجل الابيض الغني |
Zengin beyaz adamlar dünyayı kargaşa üzerinden yönetmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | الأغنياء البيض يحاولون السيطرة على العالم من خلال الفوضى |
İki ay önce, Zengin beyaz insanları kaçırarak kazandığı paralar hakkında bilgi veren birisini ağzından vuruyordu. | Open Subtitles | وقبل شهرين، كان يفتخر بقتل مخبر سريّ بشأن كلّ المال الذي سيجنيه من خطف الأغنياء البيض |
Ben ne esrar arıyorum nede Zengin beyaz bir kızım. | Open Subtitles | أنا لا أبحث عن شيء ولستُ فتاة بيضاء غنية |
Yani zengin, beyaz trans olmayan kadınların, Zengin beyaz erkeklerin engin toplumda elde ettiği mevkinin aynısında bulunduğunu görüyoruz. | TED | الآن نرى أن النساء متوافقات الجنس الأثرياء البيض يحتلون الوضع المماثل الذي يحتله الرجال البيض الأثرياء في مجتمعٍ أوسع. |
Senin için önemliyse, herkese Zengin beyaz çocuğu ipe aldığını söyleyebilirsin. | Open Subtitles | إذا هو حقاً مهم إليك، أنت يُمْكِنُ أَنْ تُخبرَ كُلّ شخصَ أصبحتَ ولد أبيض غني على حبل. |
Zengin beyaz adamı takip et. | Open Subtitles | تتبع الرجل الابيض الغني |
Tek özgür bıraktıkların senin gibi Zengin beyaz heriflerdi! | Open Subtitles | الناس الوحيدين من ستحرّرهم، هم الأغنياء البيض مثلك |
O kadar çok Zengin beyaz adam öldürdüm ki, en azından birine iyi davranayım demiştim. | Open Subtitles | لأنني قتلت الكثير من الرجال الأغنياء البيض ظننت بإمكاني فعل الصواب مع واحد على الأقل |
Burada zengin olmayan beyaz erkekler var, zengin, beyaz olmayan, erkek olmayan, zengin olmayan, beyaz, erkek olmayan ve zengin olmayan, beyaz olmayan, erkek. | TED | ولدينا هنا الذكور غير الأغنياء البيض، والأغنياء غير البيض وغير ذكور، وغير الأغنياء البيض غير الذكور والذكور غير الأغنياء وغير البيض. |
Zengin beyaz Amerikan erkeği, yaşı mühim değil, 4.5. | Open Subtitles | امرأه أمريكيه بيضاء غنية غير مهم العمر 4.5 مليون |
Ve asla o, ilk Zengin beyaz kadınını unutamazsın. | Open Subtitles | ولا تقومين أبداً بنسيان أول إمرأة بيضاء غنية لك. |
Daha sonra, bir sonraki seviyede Zengin beyaz insanlar var. | TED | إذًا لدينا في المستوى التالي الأثرياء البيض. |
Burada zengin, beyaz, erkek olmayan insanlar var, dahil etmemiz gereken çift olmayan insanları hatırlatıyorlar. | TED | إذًا لدينا هنا الأثرياء البيض الغير ذكور، لتذكيرنا بأن هناك أشخاص عديمي الهوية علينا إدراجهم. |
Ve şehir çete üyelerinin çoğu hiç Zengin beyaz kişi tanımıyordu. Bu pazara satış yapmaları imkansızdı. | TED | ومعظم أفراد العصابات لا يعرفون البيض الأثرياء لم يكن بوسعهم البيع لتلك الفئة. |
Orijinal şemada Zengin beyaz erkekler üstte, fakat erkek olmayanlara dikkat edersek, onların burada olduğunu görürüz ve şimdi zengin, beyaz, erkek olmayanlar en üstte. | TED | في مخططنا الأصلي، كان الرجال الأغنياء البيض في القمة، لكن إن حصرنا اهتمامنا على غير الرجال، سنرى أنّهم هنا، والآن أصبح الغير رجال البيض الأثرياء في القمة. |
Zengin, beyaz bir adamın adını yaşlı ve zenciye söylemez. | Open Subtitles | لم تكن على وشك إعطاء اسم رجل أبيض غني لإمرأة عجوز سوداء |
Doğu Yakası'ndan gelen Zengin beyaz çocuk olmaktan hoşlanmıyor. | Open Subtitles | لايبدو كولد أبيض غني منحدر من الطرف الشرقي الأعلى . |