O günlerde, zenginler zeplinlerine binerek insanların üzerine bozukluk atarlardı. | Open Subtitles | بتلك الأيام ، الأثرياء يركبون المناطيد ويرمون العملات على الناس |
Geleceklerini petrole yatırmış zenginler ama onları yok edecek bir teknoloji keşfettim. | Open Subtitles | الأثرياء الذين يراهنون على مستقبلهم بالبترول لكن أنا اكتشفت تكنولوجيا ستقوم بتدميرهم |
zenginler ve fakirler var ve ara gittikçe açılıyor. | TED | هناك أغنياء وفقراء والفجوة آخذة بالإزدياد. |
Ama zenginden alıp fakire vermek, zenginler açısından pek sevilen bir şey değil. | Open Subtitles | لكن الوارد من الاغنياء الى الفقراء لم يكن شعبي أبدا بالنسبة للأغنياء |
Olmaları gerektiği kadar zengin değiller tabii, ama yine zenginler! | Open Subtitles | لا ينطبق عليهم بالطبع المعنى الحقيقي للثراء لكنهم ما زالوا أثرياء |
Hiçbir zaman çifte standartlı bir adalet sistemi olarak da tasarlanmadı: zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane. | TED | لم يُقصد من الكفالة مطلقًا خلق نظام عدالة ذي طبقتين. واحدة للأغنياء وواحدة لكل شخص آخر. |
Ve zengin insanlar kendilerini çok zenginler ve yoksullarla karşılaştırmayı seviyorlar. | Open Subtitles | والأغنياء يحبون أن يقارنوا أنفسهم مع فاحشي الثراء و مدعي الفقر. |
Gerçekte, zenginler, yerlerine ölecek kişileri işe alsalardı biz yoksullar, iyi yaşardık. | Open Subtitles | فالواقع إذا استأجر الأثرياء أناسا ليموتوا نيابة عنهم نحن الفقراء سنحظى بحياة رغيدة |
Afrika'da nasıldır bilmiyorum ama, burada zenginler bütün fıstıkları kaparlar. | Open Subtitles | لا أعرف كيف تجري الأمور في أفريقيا لكن هنا يحصل الأثرياء على الفتيات |
Eğer zenginler işlerini kaybederse, başka bir iş arayabilirler. | Open Subtitles | إذا الأثرياء فشلوا في وظيفة واحدة، بوسعهم المحاولة في آخرى. |
Tipik zenginler dünyayı çöp kutuları gibi kullanıyorlar. | Open Subtitles | الأثرياء فقط هم من يعتبرون العالم سلّة قمامة |
Tanrım, zenginler yaşamasını gerçekten biliyorlar. | Open Subtitles | عجباً ، الأثرياء يعرفون كيف يمتعون أنفسهم |
Neden onları lanet olası zenginler olmak için kullanmayalım ki? | Open Subtitles | لماذا لا نستخدمها كي نصبح أغنياء بشكل مقرف؟ |
Kurbanlar, fidyeyi ödeyecek kadar da zenginler. | Open Subtitles | هم أغنياء بما فيه الكفاية لدَفْع الفديةِ |
Sadece zenginler her şeyi alıp satar, domuzdan kendi ruhlarına kadar. | Open Subtitles | الاغنياء فقط من يتاجرون بكل شيء حتى ارواحهم |
Neden zenginler reform yapmaya, servet yaptıktan önce değil de... sonra bu kadar heveslidirler? | Open Subtitles | لماذا الاغنياء دائما مهتمون بالاصلاح بعد ان صنعوا ثروتهم وليس من قبلها؟ |
Ama çok güzel olduğuna göre ona uygun zenginler olmalı. Örneğin Bay Rochester. | Open Subtitles | ولكنإن كانتبذاكالجمال، لا بد أن لديها خاطبون أثرياء. |
Çok zenginler arasında ölüm hakkında yepyeni bir paranoya yaratıyor. | Open Subtitles | تصنع هلعٌ جديد بين فاحشي الثراء بشأن الموت |
Ekmeğinden hariç bir şeyi olmayanın nefretini anlıyorum, zenginler küstahça ziyafet verdiği zaman. | Open Subtitles | أنا أتفهم غضب أولئك الذين لا يملكون شيئاً عندما يأكل الغني بترفٍ وشراهة |
Neden ilaçlarla sağlanan öz inceleme anlarını yalnızca zenginler tatsın? | Open Subtitles | لماذا لا يتمتعوا مثال الأغنياء لحظات مساعده من التأمل الشخصى |
Bak, zenginler öğle yemekleri için nasıl da arabalarıyla çıkıp geliyor, oysa... | Open Subtitles | انظر الى هذا الثري كيف يأتي الى العمل بعربة ...بعد الغذاء بينما أنا |
Kişi başına düşen geliri bu defa bu eksende göstereceğim, fakirler aşağıda burada, zenginler yukarıda. | TED | سوف أريكم دخل الفرد على هذا المحور الفقر إلى أسفل هنا ، و الغنى هناك |
"zenginler" dergisinde yılın adamı seçildiğiniz için sizinle röportaj yapmaya gelmiştim. | Open Subtitles | أنت أغنى رجل مجلة هذا العام, أنا أقوم بعمل لمحه عن حياتك. |
zenginler listesine giren ve sonra da kendine düşeni yapmaya karar veren insanlar. | Open Subtitles | أناس وصلوا إلى الثرثاء وبعدها قرروا أن يقوموا بواجبهم؟ |
O kadar zenginler ki her şeyi biliyorlar diye düşünüyorsun. | Open Subtitles | انهن اثرياء ثراء فاحش وتعتقد انهن يعرفن كل شئ |