| Ama bütün umutlarını kaybettiğini düşünen birilerine yardım etmek için kuralları esnetmenin de büyük zevki vardır. | Open Subtitles | ولكن هناك متعة أكبر في مخالفة القوانين لمساعدة من ضاع أمله |
| Paranın da zevki vardır. Bilirsin, buruşuk kırışıktır. | Open Subtitles | هناك متعة جمة في المال بحد ذاته، إنه أخضر وبراق... |
| Çok zarif bir zevki vardır. | Open Subtitles | لديها ذوق راقي جدا |
| Yani, muhtemelen benden daha ince bir damak zevki vardır. | Open Subtitles | ربما لديها ذوق أعلى مني |
| Hayır, harika bir zevki vardır. | Open Subtitles | كلا، لديها ذوق رائع للغاية. |
| Hayır, harika bir zevki vardır. | Open Subtitles | كلا، لديها ذوق رائع للغاية. |