Doğru. Ziad, gidip röntgen cihazını getir böylece X-ray ile göğüs kafesindeki travmaları görebiliriz. | Open Subtitles | صحيح، (زياد)، عليكِ إحضار آلة التـصوير الإشـعاعي |
Ama bu listede Iraklı doktorlar Malik Yusef, Abbas Khalef ve Howard Ziad'ın isimleri hâlâ duruyor. - Nerde onlar? | Open Subtitles | لكن ما تزال لائحة لـ(مالك يوسف)، (عباس خليف) و(هاورد زياد) كدكاترة عراقيين شاركوا بالمشروع. |
Tariq, Ziad, telefonumu dinlediğine emin olduğum her kimse. | Open Subtitles | (طارق), (زياد), أياً كان, متأكد أنهم يتنصتون على مكالماتي الهاتفية |
Ziad, bu pazarlık maddelerinden emin mi? | Open Subtitles | أخبرني, هل (زياد) متأكد من نقاط المساومة هذه؟ |
Ziad, Jamal'ın emrine karşı gelememiş. | Open Subtitles | لا تفي بالغرض, و لم يستطع (زياد) عصيان أوامر (جمال), |
Bana neden ihanet ettiğini söylersen, senin için isim uydururum Ziad. | Open Subtitles | سأختلق أسماءاً, (زياد), إن أخبرتني لما خنتني |
Başkanın emirleri üzerine, General Ziad ordu üslerinin hepsinin kontrolünü üstlendi ve başkentin çevresini güvence altına aldı. | Open Subtitles | بناءاً على أوامر الرئيس, أحكم (زياد) السيطرة على جميع القواعد العسكرية, و أمَّن جميع الحدود المحيطة بالعاصمة |
Yarın Jamal ile balıktan döndüğümüzde, Ziad onu tutuklayacak. | Open Subtitles | عندما نعود غداً أنا و(جمال) من صيد السمك, سيلقي (زياد) القبض عليه, |
Ziad'ın adamları kalan üç üssün kontrolünü almak için yerlerindelermiş. | Open Subtitles | رجال (زياد) بمواقعهم لفرض السيطرة على القواعد الثلاث المتبقية, |
Ziad 25 yıla mahkum olmuş. | Open Subtitles | حُكم على (زياد) بالسجن لـ 25 سنة. |
Ziad sorun çıkaranları bulur, bir yere toplar. | Open Subtitles | سأجعل (زياد) يحاصر مثيري الشغب. |
Ziad abinden aldığı emirleri uygulamış. | Open Subtitles | لقد تصرف (زياد) بناء على أوامر أخوك |
Peki ya Ziad? | Open Subtitles | حسناً, ماذا عن (زياد)؟ |
Ziad bizim tarafımızda tamam mı? | Open Subtitles | (زياد) بصفنا, حسناً؟ |
Ziad o isimleri benim için öğrenecek. | Open Subtitles | و سيحضرهم (زياد) لي |
Ziad. | Open Subtitles | (زياد), |