Müşterilerle ilgilenen ben olsaydım aslında harika olurdu ama ben yalnızca Baylor ve Zimm adına çalışırım. | Open Subtitles | ذلك سيكون عظيمًا، إن تعاملتُ مع عُملاءٍ. لكنّ الأشخاص الذين أتعامل معهم هم شركة "بايلور زيم". |
Koruyucu aileden fazlasıymış. Aynı zamanda Baylor Zimm'in müşterisi. | Open Subtitles | إنّه أكثر من واصٍ، إنّه عميل في شركة "بايلور زيم". |
Baylor Zimm'in bu şirkete ortaklık payı %19'da. | Open Subtitles | %لقد استثمرتْ "بايلور زيم" في هذا الشيء بمقدار 19. |
Bu nedenle Tritak'te fiyat dalgalanmaları aşırıya kaçmamalıydı; ancak Baylor Zimm'in ön ayak olduğu alım çılgınlığında %600 prim yaptı. | Open Subtitles | لكنّ النّسبة زادت فجأةً إلى 600% مؤخّرًا بسببِ نهم البيع الذي شرعتْ به "بايلور زيم". |
Baylor Zimm Yatırım'ın karışmış olabileceği yasadışı işlemleri soruşturuyoruz. | Open Subtitles | إنّنا نبحث عن نشاطاتٍ إجراميّة ممكنة في استثمارات "بايلور زيم". |
Baylor Zimm'in öyle bir şirkete parasının büyük kısmını yatırması için hiçbir geçerli neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب لجعل "بايلو زيم" تُلقي بالأموال الطّائلة في هذه الشّركة. |
Bu herifi seveceksin. Başka bir gerzek. Harry Zimm. | Open Subtitles | سوف تحب هذا الرجل، إنه أبله آخر، يدعى (هنري زيم). |
Belki bir uçağa atlayıp Los Angeles'a gelmeli ve Bay Zimm ile tanışmalısın. | Open Subtitles | ربما عليك القدوم إلى "لوس أنجلوس" ومُقابلة (هاري زيم). |
Zimm sana yapacağın şeyi söylüyor, ya da aksi halde olacakları. | Open Subtitles | (زيم) يخبرك كيف يسير الأمر، أو ماعدا ذلك. |
Görünüşe göre Bay Zimm'in çatlak bir çenesi ve bir çeşit boyun travması... ayrıca ellerinde kırılma var. | Open Subtitles | السيد (زيم) يعاني من كسر في الفك مع جرح في الرقبة وكسر في اليدين. |
Kim Bay Zimm'in telli çenesinden uyuşturucu tatmak ister? | Open Subtitles | حسناً، مَن يود أن يلقي نظرة على فك السيد (زيم)؟ |
Bu herifi seveceksin. Başka bir gerzek. Harry Zimm. | Open Subtitles | سوف تحب هذا الرجل، إنه أبله آخر، يدعى (هنري زيم). |
Belki bir uçağa atlayıp Los Angeles'a gelmeli ve Bay Zimm ile tanışmalısın. | Open Subtitles | ربما عليك القدوم إلى "لوس أنجلوس" ومُقابلة (هاري زيم). |
Zimm sana yapacağın şeyi söylüyor, ya da aksi halde olacakları. | Open Subtitles | (زيم) يخبرك كيف يسير الأمر، أو ماعدا ذلك. |
Görünüşe göre Bay Zimm'in çatlak bir çenesi ve bir çeşit boyun travması... ayrıca ellerinde kırılma var. | Open Subtitles | السيد (زيم) يعاني من كسر في الفك مع جرح في الرقبة وكسر في اليدين. |
Kim Bay Zimm'in telli çenesinden uyuşturucu tatmak ister? | Open Subtitles | حسناً، مَن يود أن يلقي نظرة على فك السيد (زيم)؟ |
Bay Adam Saunders, kendisi Baylor Zimm Yatırım'da öz kaynak simsarı. - Öz kaynak simsarı nedir? | Open Subtitles | السيّد (آدم سندرز)، إنّه تاجر أملاكٍ في شركة الاستثمار "بايلور زيم". |
Müfettiş Doug Rasmussen, geçen sene Baylor Zimm'de içeriden öğrenenlerin ticaretine dair bir takım izlerin peşine düşmüş. | Open Subtitles | س.". المفتّش (دوج راسمسين) تابع بعض التّهم بشأن السمسرة الدّاخليّة في "بايلور زيم" العام الماضي. |
Ufak bir not düşmek gerekirse Saunders beni paramızı Baylor Zimm'e yatırma konusunda yardımlarını esirgemeyen, nazik bir aracıya yönlendirdi. | Open Subtitles | كملاحظةٍ جانبيّة، لقد دلّني (سندرز) إلى سمسارٍ كريمٍ والذي أودع أموالنا في "بايلور زيم". |
Baylor Zimm, Tritak'e ne kadar para bağladı? | Open Subtitles | كم استثمر "بايلور زيم" في "تريتاك"؟ |