Ayrılmadan önce Zoe ile tartışmıştık, muhtemelen her yeri batırmışlardır. | Open Subtitles | لقد تشاجرت مع زوي قبل أن أغادر فمن المحتمل أن يكونوا قد خربوا البيت |
Yolanda, Zoe ile oyun buluşmamız olduğunu söylüyor. Çarşamba sana uyar mı? | Open Subtitles | يولاندا يقول نحن ستعمل لها تاريخ اللعب مع زوي. |
Harika, çünkü Zoe ile konuştum ve cidden çok heyecanlandı. | Open Subtitles | عظيم، لأن تَكلّمتُ مع زوي وهي تُثارُ حقاً |
- Ne istiyorsun? - Zoe ile konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | -أريد التحدث مع زوي , هذا كلا ما في الأمر |
Zoe ile görüşmem iyi geçti. Üniversite için bana referans mektubu yazacak. | Open Subtitles | حظيت بمقابلة رائعة مع (زوي) ستكتب لي خطاب توصية من أجل الجامعة |
Oyununu oyna, sevimli gözük ve buradan çıkıp yemeğe gidelim daha Zoe ile dün akşamki buluşmanı anlatacaksın. | Open Subtitles | عليك فقط ان تتلاعب بالفاظك وكن ساحراً وستخرج من هنا بحلول الغذاء ، في هذا الوقت يمكنك ان تخبرني عن موعدك الغرامي مع زوي ليلة أمس |
- Hey, Zoe ile konuşmak ister misin? | Open Subtitles | هل تود الحديث مع زوي ؟ نعم |
Zoe ile konuştun, öyle değil mi? | Open Subtitles | كنت تتكلّم مع زوي أليس كذلك؟ |
Zoe ile çıktığım bölümü biliyorsun , ya da Gabrielle bu sırada devam ediyordu | Open Subtitles | تقصدين الجزء الذي كنت فيه مع (زوي) او الجزء الذي دخلت به (جبريال) بينما كان ذلك يحدث ؟ |
Aslında, bir saniye... Zoe ile özel konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | فى الحقيقة,أود أن أتحدث مع (زوي)لدقيقة بمفردنا |
Eminim Zoe ile bir şey hakkında konuşmak istemiştir. | Open Subtitles | أنا متأكد أنها أرادت أن تتكلم مع (زوي) حول شئ ما |
- Zoe ile çalışıp arka planı halledeceksiniz. | Open Subtitles | -ستعملين مع (زوي) ، وتُجهزين تغطية للموضوع |
Lily Anne açık konuşmak gerekirse hala Zoe ile beraberim. | Open Subtitles | اسمعي (ليلي آن) فقط لنوضح كل شىء أخبرك أني مازالت مع (زوي ) ؟ |
Arabulucu olarak David Whele olmadan Zoe ile yüz yüze görüşmeliyim. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث مع (زوي) وجهاً لوجه بدون أن يتدخل (ديفيد ويل) بيننا |
Artık Zoe ile seviştiğinize göre, İkiniz de hedef tahtasındasınız. | Open Subtitles | الآن وقد مارست مع (زوي) الجنس، كلاكما ينتظر دوره في الذبح. |
Gölde Zoe ile birlikteyim. | Open Subtitles | انا في البحيرة مع "زوي" |
Ağaca niye zahmet ettin ki? Yılbaşını New York'ta Zoe ile geçirmeyecek misin? Ben kendinden soğutmakta uzmanlık yapmış biriyim. | Open Subtitles | لماذا أتعبت نفسك بإحضار شجرة من الأساس بما أنك ستقضي عيد الميلاد في (نيويورك) مع (زوي) والآن بعد أن أتبعت (أسلوب التجاهل) |
Zoe ile akşam yemeğine çıkacağım. Zoe? | Open Subtitles | لا استطيع, عندي موعد عشاء مع (زوي) |
Zoe ile uyumak. | Open Subtitles | النوم مع زوي |
Zoe ile nasıl gitti? | Open Subtitles | -كيف هو الحال مع (زوي) ؟ |