Zooey Deschanel yeni bir köpek aldığından beri okuldaki en tatlı çiftiz. | Open Subtitles | المدرسة تظن أننا ألطف ثنائي منذ حصلت زوي دشنل على ذلك الجرو الجديد. |
Zooey, yapma. Şşş! Şşş! | Open Subtitles | زوي، لا ـ شش، شش، زوي ـ لا، لا ـ لا، لا، لا |
Bu O. -Dayan, Zooey! -Hayır, Hayır, Hayır! | Open Subtitles | إنه هـــو ـ تماسكِ يا زوي ـ لا، لا، لا أبــي آه، أبــي لا، لا ـ زو.. |
Geleceğini söylediler. Ve polisi çağırırsam, Zooey'i öldürürler. | Open Subtitles | قالوا إنك ستأتي، وإذا اتصلت بالشرطة، فسوف يقتلون زوي. |
Zooey geçen hafta sonu arkadaşlarıyla Pasadena'daki bitpazarına gitmişti o zaman yaptım. | Open Subtitles | (زوي) ذهبت إلى المتجر مع أصدقائها الأسبوع الماضي و قد فعلتها حينئذ |
O zaman geçen hafta resmine bakarak çektiğini Zooey'e anlattın. | Open Subtitles | إذاً هل أخبرت (زوي) أنك استمنيت على صورتها الأسبوع الماضي |
Hey, Zooey, burada istediğin kadar kalabilirsin. Başımın üstünde yerin var. | Open Subtitles | (زوي) يمكنك أن تمكثي هنا كما تشائين أنت موضع ترحيب دائماً |
Sokak'ta Franny ve Zooey kitabının okuması var. | Open Subtitles | هناك محاظرة عن "فراني و زوي" عند الشارع 92 |
Zooey, biliyorum sadece 8 aydır çıkıyoruz ama sana çılgınca, delice ve gülünecek derecede aşığım. | Open Subtitles | (زوي)، أعلم أن ثمانية شهور قد مرت فقط لكني، مجنونُ، مولعُ للغاية بحبك |
Sonuç olarak Zooey, Peter kızlarla hep daha yakın olmuştur. | Open Subtitles | المغذى يا (زوي)، أن (بيتر) يتواصل أفضل مع النساء |
Zooey, olay şu. Peter, her zaman "kız arkadaş" peşinde olmuştur. | Open Subtitles | (زوي)، ها هي الخلاصة (بيتر) دائم الإرتباط بصديقته |
Zooey'nin bikinili bir resmini kullandım Cabo San Lucas'a tatile gittiğimizde çekmiştim. | Open Subtitles | لقد استخدمت صورة لـ(زوي) برداء السباحة حيث إلتقطتها عندما كنا في إجازة (كابو سان لوكس) |
Biliyor musun? Zooey ve ben birkaç ay önce birlikte golf oynamıştık. | Open Subtitles | أتعلم، أنا و (زوي) لعبنا الجولف منذ أشهر |
O yüzden çıktıkları ilk gece, Zooey'i de buraya getirdi. | Open Subtitles | لذا بالطبع سيأتي بـ(زوي) لهنا في ليلتهم الأولى |
Zooey, tanıma şerefine nail olduğum, en dürüst en nazik, en eğlenceli insanlardan biriyle evleneceksin. | Open Subtitles | (زوي) أنت على وشك الزواج من أحد أصدق أكرم و أحب الأشخاص كان لي شرف معرفته |
Peter'ın bir dostu ve sırdaşı olarak şunu söylemek istiyorum ki güzel Zooey karşılığını ver. | Open Subtitles | أنا هنا كصديق لـ(بيتر) كمستشار (بيتر) لكي أقولُ لك، يا (زوي) الجميلة أعطه في المقابل، حسناً؟ |
Bu bağlamda, kadehimi Peter ve Zooey için kaldırıyorum. | Open Subtitles | لأنهي هذا، أود أن أعلن نخب (بيتر) و (زوي) |
Dostum, Zooey ile oturup HBO'da film izlemek için önünde uzun bir hayat var. | Open Subtitles | لديك حياتك بأسرها لكي تشاهد التلفاز مع (زوي) |
Şey, eskiden çok sevinirdim ama son zamanlarda Zooey ile çok fazla tartışmaya başladık. | Open Subtitles | لقد شعرت بالفرحة لكن (زوي) و أنا قد تعاركنا كثيراً مؤخراً |
Durumumuz biraz karışık aslında Zooey'nin babası yok o yüzden tüm düğün masraflarını kendimiz karşılayacağız. | Open Subtitles | سيكون صعب نوعاً ما لأن والد (زوي) لن يشاركنا و سندفع تكلفة حفل الزفاف بأنفسنا |
- Adamım, biliyorsun Pazar akşamı Zooey ve ben hep HBO kanalını izleriz. | Open Subtitles | -في ليلة الأحد أنا و (وزي) نشاهد التلفاز دائماً |