- zor iş. Günlerini dünyanın pis köpüğüyle geçirmek. | Open Subtitles | يجب أن يكون عمل شاق ان تقضي أيامك بزبد الأرض. |
Elemanlardan bazılarını değerlendiriyorum, zor iş. | Open Subtitles | إني أقيم الموظفين ، إنه عمل شاق نعم |
Asker olmak zor iş. | Open Subtitles | أنه عمل صعب أن تكون جنديا |
Buuu kurtarma zor iş. | Open Subtitles | هذا الانقاذ عمل صعب |
Oğlum, bu yaptığımız doktorluk şeyi cidden zor iş. | Open Subtitles | , شغلك الذي تعمل به الان كادكتور-- فعلا عمل متعب. |
Ben bir öğretmenim. Yabani otları temizlemeyi, zor iş yapmayı sevmem. | TED | ولا أحب الحشيش، ولا أحب العمل الشاق الذي يقصم الظهر. |
Mithras'ın Oğulları'nın geleceğinde ne var, El-Rahim? Kahinlik zor iş. | Open Subtitles | إن الكهانة أمرٌ معقد. |
Asıl zor iş, kurt kafasını o bedende tutmaktı. | Open Subtitles | ولكن أصعب شيء كان نزع رقاب هذه الذئاب وتركيبها على أجسادهم |
Bunlar dünyadaki en zor iş ve kimse seni buna hazırlamıyor. | Open Subtitles | أنه أصعب عمل فى العالم ولا أحد ينبهك الى ذلك |
Bu zor iş, umursamam. | Open Subtitles | إنه عمل شاق, ألا يكون هناك من يعبأ. |
Evliliği yürütmek zor iş. | Open Subtitles | إنّه عمل شاق إبقاء الزواج معًا |
Doğmak zor iş. | Open Subtitles | أن يُولد فذلك عمل شاق |
Araba kullanmak zor iş, değil mi? | Open Subtitles | القيادة عمل شاق ، أليس كذلك؟ |
Komutan, sizin için zor iş. | Open Subtitles | ايها القائد, عمل صعب معك. |
Babalık zor iş. | Open Subtitles | فالأبوة عمل صعب كما تعلم |
Dekore etmek zor iş, Paul. | Open Subtitles | ديكور المنازل عمل صعب يا (بول) |
Evet. zor iş. Değerimiz pek yüksek değil. | Open Subtitles | نعم، عمل صعب |
Ve kendi kendime dedim ki ne kadar zor bir işi bitirdim ve asla bir daha böyle zor iş yapmayacağım. | Open Subtitles | وقلتُ لنفسي" أيُ عمل متعب حصلتُ عليه "لن يكون متعباً مثل هذا العمل |
Git, iyi bir uyku çek. zor iş yarın başlıyor, tamam mı? | Open Subtitles | نَمجيداً، العمل الشاق سيبدأ غداً ، إتفقنا؟ |
Kahinlik zor iş. | Open Subtitles | إن الكهانة أمرٌ معقد. |
Yapmak zorunda kaldığım en zor iş bir bürokratın bürosuna gitmekti. | Open Subtitles | لا حقا. وكان أصعب شيء اضطررت الى القيام بزيارة مكتب بيروقراطي ل. |
Çocuk büyütmenin severek yapılan en zor iş olduğunu söylerlerdi de inanmazdım. | Open Subtitles | لا يمزحون حين يقولون أن تربية الولد هو أصعب عمل |
Ama... Ebeveyn olmak, dünyadaki en zor iş. | Open Subtitles | ولكن، لكونها الأم هي أصعب مهمة على الإطلاق. |
O bulaşıkları ben yıkamam çünkü en zor iş bendeydi zaten. | Open Subtitles | ,أنا لن أغسل الأطباق لأنه لدي أصعب وظيفة |