İnsanın bazen yüreğinden geçenleri söyleyecek sözcük bulması çok zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب أحيانا أن تجد كلمات للتعبير عما يوجد بقلب المرأ. |
İçindeki adam gözlerini sana dikmişken bir mezar kazmak zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب أن تحفر قبراً عندما يكون صاحبه ينظر إليك مباشرة |
Sözünüzü kesiyorum, rahip. Vantilatörler çalışırken sizi duymak zor oluyor. | Open Subtitles | أعذرني أيها القس، من الصعب سماع صوتك بينما المراوح تتحرك |
Gerçi traş olmayı unuttuğu günlerde ayırt etmek zor oluyor. | Open Subtitles | بالرغم من أنّه يصعب التمييز بينكما حينما ينسي أن يحلق. |
Bilirsiniz günlük yaşantımızla gece görevlerimizi dengelemek biraz zor oluyor. | Open Subtitles | انه من الصعب الموازنة بين أعمالنا الصباحية و مهماتنا الليلة |
Son günlerde iyi bir tahtırevan taşıyıcısı bulmak zor oluyor. | Open Subtitles | أصبح من الصعب إيجاد حاملين جيدين للسرداق الملكي هذه الأيام |
Kendi evinde kendini güvende hissetmediğinde uyumak zor oluyor, değil mi? | Open Subtitles | من الصعب النوم حين لا تشعرينَ بالأمانِ في بيتك، أليسَ كذلك؟ |
Küçük kitapları, büyük kitapların arasında aramak çok zor oluyor. | Open Subtitles | حتى لا يكون من الصعب قراءة الكتب الصغيرة بين الكبيرة |
Arkadaşlarını çöp niyetine kullanmayınca ilham bulmak zor oluyor, değil mi? | Open Subtitles | لايستطيعون الكتابة. من الصعب إيجاد الإلهام حينما لاتقوم بتحطيم أصدقائك, ها? |
Ailede eve ekmek getiren tek kişi olunca bırakması zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب التوقف عندما تكونين الوحيدة في عائلتك التي تجنين المال |
Ama bazen savaş meydanını ne zaman bırakacağını bilmek biraz zor oluyor. | Open Subtitles | لكن أحياناً من الصعب أن تعرف متى تترك ميدان المعركة، هل تعلم؟ |
Ailede eve ekmek getiren tek kişi olunca bırakması zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب التوقف عندما تكونين الوحيدة في عائلتك التي تجنين المال |
Hayatını felaketleri önlemeye çalışmakla geçirdiğin zaman kendine vakit ayırmak zor oluyor. | Open Subtitles | قضاء حياتك في محاولة منع الكوارث من الصعب أن تعطي نفسك استراحة |
Kadın, sırlarını benden daha çok bilince seni savunması zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب الدفاع عنكِ حينما تكون على معرفة بأسراركِ أكثر مني |
Sevdiklerin toprağın altındayken, toprağın üzerinde hayatını sürdürmek zor oluyor. | Open Subtitles | ومن الصعب الاستمرار فوق سطح الأرض عندما تحب من أسفلها. |
Shui Kao Amerikan topraklarında pis işler yaparken oynamak zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب ان نلعب عندما الشوي كاو يعملون في الأراضي الأمريكية |
Üzgünüm. Çok fazla tasarımcı hediyesi var. Aradığın şeyi bulmak zor oluyor. | Open Subtitles | آسف، الكثير جداً من هدايا المصممين يصعب العثور على ما أبحث عنه |
Ve inanın, kapılar kapandığında ve kameralar kapandığında, çok zor oluyor. | TED | وصدقوني، عندما تكون الأبواب مغلقة والكاميرات مطفآة، فإن الأمر صعب. |
Üç kişinin çığlıklar atarak buradan dışarı sürüklendiğini görünce bu biraz zor oluyor. | Open Subtitles | هذا صعب على المرء حين يشاهد ثلاثة أشخاص يتم جرهم للخارج وهم يصرخون. |
Bütün o hormon iğneleriyle falan zor oluyor sanırım. | Open Subtitles | إنه صعب في إعتقادي ، مع كل هذه الوفرة في الهرمونات وكل شيء |
Alınma ama, aksanından dolayı bazen seni anlamak zor oluyor. | Open Subtitles | لا اهانة، لكن أحيانا هو صعب فهمك، بسبب اللهجة. |
Madam, çiftlik çok büyük. Ağabeylerim olmadan zor oluyor. | Open Subtitles | سيدتي, أنها مزرعة كبيرة و قد كان الأمر صعباً بدون أخوتي |
Ama sen sürekli yıldızlara bakarken, bu biraz zor oluyor. | Open Subtitles | دائما ما يكون صعب قليلا عندما تنظر الي النجوم. |
Tüm o kırık kalplerin çetelesini tutmak zor oluyor. Tek aşk. | Open Subtitles | يصعبُ تذكّر كلّ القلوب المفطورة. |
Bütün köpekler gibi siyah ve beyaz görüyor ama koyu deriler onun için daha zor oluyor sevişmek için. | Open Subtitles | ،كجميعِ الكلاب ،إنهُ يرى كلّ شيءٍ بالأسودِ والأبيض والجلّدُ الأسود الغامق يصعّب عليه .أنّ يعرف ملامحَ الوجه |
Biliyorum, bazen görmek zor oluyor. | Open Subtitles | أعرف أن الأمل يكون عسيراً أحياناً |
Bilirsin, önce içine çekmek biraz zor oluyor ama sonra tadını almaya başlıyorsun. | Open Subtitles | أتعرفين، هذه صعبة على البلع في البداية و لكن بعد فترة يحبها المرء |
Hareket etmemeye çalışırken konuşmak zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعبِ الحديث بينما أنا ممنوعةٌ من الحركة |
Bu kişilerin hepsini oyun konusuna odaklanmış bir grup hâline getireceksiniz. Böyle yapınca bu işi ciddiye almamak epey zor oluyor. | TED | و يمكن جعل مجموعة منهم تركز على اللعب, و هو أمر صعب أن لا يؤخذ اللعب على محمل الجد. |