zor zamanlar geçirdiğini duydum. Yapabileceğimiz bir şey varsa, buradayız. | Open Subtitles | سمعت بانك تمر بوقت عصيب اذا كان بوسعنا تقديم شيء , نحن هنا |
Annen öldüğünden beri, zor zamanlar geçirdiğini biliyorum... | Open Subtitles | أعلم أنك تمر بوقت عصيب منذ أن توفت أمك |
zor zamanlar geçirdiğini biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنك تمر بوقت عصيب ... لكني لم يكن لدي أدنى فكرة |
B.l.G., bak, zor zamanlar geçirdiğini biliyorum ama annen için güçlü olman gerekecek. | Open Subtitles | انظر (بيغ) انا اعلم انك تمر بوقت عصيب الأن لكن يجب ان تكون جندي لأجل والدتك |
zor zamanlar geçirdiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنها كانت تمر بوقت عصيب |