Baş Savcı yöntemleriyle ilgili bazı söylentiler duymuştu. Öğrencileri fazla zorladığı anlatılıyordu. | Open Subtitles | المدعي العام الأمريكي سمع إشاعات عن أساليبه وأنه يضغط على المتدربين كثيرا |
Babam beni tıp fakültesine gitmem için zorladığı zaman ona sivil bir memur olmak istediğimi söyledim. | Open Subtitles | و عندما كان والدى يضغط على لأذهب الى مدرسة الطب لقد اخبرته انى اريد ان اكون موظفة مدنية |
Öğrencileri fazla zorladığı anlatılıyordu. | Open Subtitles | يضغط على المتدربين بشدّه |
Çünkü beni başka insanların sevişmesini izlemeye zorladığı için üzgündüm. | Open Subtitles | لأني كنت مستاءة و بعدها أجبرني على مشاهدة الناس يمارسون الجنس |
- Harlan beni zorladığı için. | Open Subtitles | لأنه أجبرني نوعاً ما |
Judith'in yatmam için zorladığı. | Open Subtitles | الذي كانت تجبرني على معاشرته ؟ لم يكن الوحيد |
Öyleyse seni böyle bir filmde oynamaya zorladığı için hiç öfke duymadın? | Open Subtitles | لم تشعر بالضيق إذن عندما أجبركَ أن تؤدى هذا الدور فى الشريط ؟ |
Öyle ama sadece Daniel'la ilgili şeyler dışında hayatımda ne istediğimi düşünmeye zorladığı için. | Open Subtitles | بالحقيقة له علاقة ولكن في جانب أنه أجبرني بالتفكير عما أريد فعله بحياتي (بعيداً عن قضية (دانيل |
Judith'in yatmam için zorladığı. | Open Subtitles | الذي كانت تجبرني على معاشرته ؟ |
Filmde rol almana zorladığı için ona karşı kızgınlık hissetmedin mi? | Open Subtitles | لم تشعر بالضيق إذن عندما أجبركَ أن تؤدى هذا الدور فى الشريط ؟ |