Geçen hafta, stüdyoyla üç yıllık bir sözleşme daha imzalamaya zorladı beni. | Open Subtitles | في الإسبوع الماضي أجبرني على توقيع عقد لمدة ثلاثة سنوات مع الإستديو |
Sırf küçük düşürmek için toplantının ortasında açmaya zorladı beni. | Open Subtitles | أجبرني على الردّ خلال الإجتماع حتى يقوم بالتحقير مِن شأني. |
Kim zorladı beni? | Open Subtitles | كيف جاءت هذه الكلمات إلى شفاهي؟ من أجبرني لقوله؟ |
Sigorta şirketi zorladı beni buna. | Open Subtitles | شركة التأمين أجبرتني على فعل ذلك |
Judith sonuçlarından kurtulmaya zorladı beni. | Open Subtitles | و " جوديث " أجبرتني على كل النتائج |
Buluşmam için çok zorladı beni. | Open Subtitles | لقد أرغمتني مرار على أن اقابله |
Buluşmam için çok zorladı beni. | Open Subtitles | لقد أرغمتني مرار على أن اقابله |
Ne? Yemin ederim ben istemedim ama ona yardım etmeye zorladı beni. | Open Subtitles | أنظر، لم أكن أقصد أقسم بذلك، لقد أجبرني على مساعدته |
Galiba bu bir şekilde kendi hakkımda uzunca düşünmeye zorladı beni. | Open Subtitles | أظن، بطريقة ما، هذا أيضًا أجبرني على إلقاء نظرة عن كثب على نفسي |
Jeff zorladı. Beni hep bir şeylere zorluyor. | Open Subtitles | جف أجبرني على القيام به إنه يجبرني دائماً على القيام بأشياء |
Annen çipi yutsun diye bileklerimi kesmeye zorladı beni, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعرفين أنه أجبرني على قطع معصمي لإجبار والدتكِ على أخذ الرقاقة، أليس كذلك؟ |
Dr. Foreman zorladı beni. | Open Subtitles | د.فورمان عملياً من أجبرني على ذلك |
Onun ölümü, sadece onunla geçirdiğim paha biçilmez bir zamanın avantajını kullanamamakla beraber bir baba olarak gerçekten benim rolümün, ona ve oğlumuz Dylan'a ne kadar önemli olduğunu anlamam için zorladı beni. | Open Subtitles | ان موتها أجبرني للتحقق من ذلك ليس فقط لأني لم أستغل وقتي الثمين الذي قضيته معها و لكن لم أفهم حقا كم كان دوري حاسم و عصيب |
Judith sonuçlarından kurtulmaya zorladı beni. | Open Subtitles | و " جوديث " أجبرتني على كل النتائج |