ويكيبيديا

    "zorunda değiliz" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ليس علينا
        
    • لسنا مضطرين
        
    • لا يجب أن
        
    • لا يجب علينا
        
    • لسنا بحاجة
        
    • لسنا مضطرّين
        
    • لا نحتاج
        
    • لسنا مجبرين
        
    • لن نضطر
        
    • لا يجب ان
        
    • لا داعي لأن
        
    • وليس علينا
        
    • لايجب أن
        
    • لايجب علينا
        
    • لسنا مضطران
        
    Glory'i öldürmek zorunda değiliz. Töreni yapmasına engel olalım yeter. Open Subtitles ليس علينا أن نقتلها علينا فقط منعها من أداء الطقوس
    Kızların yapmamızı istediği her şeyi yapmak zorunda değiliz, değil mi? Open Subtitles ليس علينا أن نقوم بما تطلبه الفتيات منّا ، صحيح ؟
    Artık buraya takılıp kalmak zorunda değiliz. İstediğimiz an uçağa binip gidebiliriz. Open Subtitles ليس علينا أن نظلّ عالقين يمكننا ركوب الطائرة و الرحيل متى أردنا
    Yani, özel gün diye bir yerlere gitmek zorunda değiliz. Open Subtitles أقصد لسنا مضطرين للذهاب في أي مكان لنحظى بيوم مميز
    Füzeleri, menzile girer girmez ateşlenmeleri için programladım. Burada olmak zorunda değiliz. Open Subtitles برمجتُ الصواريخ حتى تُطلق حالما تكون داخل المجال، لسنا مضطرين للتواجد هنا.
    Baba, bu konuşmayı yapmak zorunda değiliz. Çıkış yolu bulabiliriz. Open Subtitles أبي، لا يجب أن نقوم بهذا، يمكننا إيجاد طريق للخروج.
    Tabiat zalim olabilir ama biz öyle olmak zorunda değiliz. Open Subtitles الطبيعة قاسيه و لكن لا يجب علينا ان نكون كذلك
    Kızların yapmamızı istediği her şeyi yapmak zorunda değiliz, değil mi? Open Subtitles ليس علينا أن نقوم بما تطلبه الفتيات منّا ، صحيح ؟
    Fatura yatırmayı ya da para biriktirmeyi dert etmek zorunda değiliz. Open Subtitles ليس علينا القلق من دفع الفواتير ليس علينا القلق بشأن العجينة
    Onunla başlamak zorunda değiliz ama bir yerden başlamak zorundayız. Open Subtitles ليس علينا البدء بها، لكن علينا البدء في مكان ما
    Neyse ki elimizi sallayıp tahmin etmek zorunda değiliz; evrim, matematiksel olarak kesin bir kuramdır. TED لحسن الحظ ليس علينا أن نضرب ايدينا و نحزر فالتطور هو نظرية رياضية دقيقة جدا
    Çok şükür ki bu sayıyı elimizle hesaplamak zorunda değiliz. TED لحسن الحظ، ليس علينا أن نحسب هذا العدد يدوياً.
    Biz tecavüzcülerin %99'unun yanına kaldığı bir dünyada yaşamak zorunda değiliz. TED ليس علينا العيش في عالم حيث ينجو فيه ما يقارب ٩٩ في المئة من مرتكبي جرائم الإغتصاب من العقاب.
    Füzeleri, menzile girer girmez ateşlenmeleri için programladım. Burada olmak zorunda değiliz. Open Subtitles برمجتُ الصواريخ حتى تُطلق حالما تكون داخل المجال، لسنا مضطرين للتواجد هنا.
    Bu insanlar gibi ölmemize gerek yok. Kurban olmak zorunda değiliz. Open Subtitles لسنا مضطرين للموت مثل هؤلاء الناس لسنا مضطرين أن نكون ضحايا
    Mürettabatı denizaltıdan çıkarmak zorunda değiliz. Open Subtitles نحن لسنا مضطرين لأن نخرج الطاقم من الغواصة
    Ama Birleşik Devletler'deki Gerçek IRA satışlarını bitirmek zorunda değiliz. Open Subtitles لكن هذا لا يجب أن ينهي أعمال الإيرلنديين في الداخل
    Tabiat zalim olabilir ama biz öyle olmak zorunda değiliz. Open Subtitles الطبيعة قاسيه، و لكن لا يجب علينا أن نكون كذلك
    Aldatmayı saptamak için hayvanın ne düşündüğünü bilmek zorunda değiliz. TED ولكننا لسنا بحاجة لمعرفة تفكير الحيوان من كشف خداعه.
    Burada yaşamak zorunda değiliz. Birlikte yeni bir ev tutabiliriz. Open Subtitles أعني، لسنا مضطرّين إلى السكن هنا، يمكننا شراء منزل معاً
    Bırakın Başkan'ın ifade vermesini hiç bir şeyi açıklamak zorunda değiliz. Open Subtitles نحن لا نحتاج لتسليم أي شيء ناهيك عن الادلاء بشهادة الرئيس
    Ben hoşuna gidebileceğini düşünmüştüm ancak kesinlikle gitmek zorunda değiliz. Open Subtitles أعتقدت أنك قد تستمتعين بها، لكننا بالطبع لسنا مجبرين للذهاب.
    Bu hedef için hastalığa kalıcı bir tedavi bulmak zorunda değiliz. TED وللقيام بذلك، لن نضطر حتّى إلى علاج المرض.
    Bir daha yüzünüzü burada görmediğimiz sürece kavga etmek zorunda değiliz. Open Subtitles لا يجب ان تدخلوا معنا فى مشاجره طالما لا تاتوا هنا مره اخرى
    Sadece bunu şimdi konuşmak zorunda değiliz. Open Subtitles أقول فحسب لا داعي لأن نخوض فى هذا الحديث الآن
    Eve gidebiliriz. Onu bir daha görmek zorunda değiliz. Open Subtitles يمكننا الذهاب للبيت وليس علينا أن نراه ثانيةً
    Ama iş dronlara gelince tahmin etmek zorunda değiliz. Open Subtitles لايجب أن نخمن شكراً للفكره العبقريه لشخص ما
    Bundan böyle, evrenin piç üvey oğulları gibi, kıymetli ozon tabakasını tehdit etmek zorunda değiliz. Open Subtitles لايجب علينا الاهتمام بطبقة الأوزون بعد الأن مثل اطفال الكون الغير شرعية
    Hiç anlamıyorsun, ondan vazgeçmek zorunda değiliz. Open Subtitles أنت لا تفهم، إننا لسنا مضطران للتخلي عنها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد