Glory'i öldürmek zorunda değiliz. Töreni yapmasına engel olalım yeter. | Open Subtitles | ليس علينا أن نقتلها علينا فقط منعها من أداء الطقوس |
Kızların yapmamızı istediği her şeyi yapmak zorunda değiliz, değil mi? | Open Subtitles | ليس علينا أن نقوم بما تطلبه الفتيات منّا ، صحيح ؟ |
Artık buraya takılıp kalmak zorunda değiliz. İstediğimiz an uçağa binip gidebiliriz. | Open Subtitles | ليس علينا أن نظلّ عالقين يمكننا ركوب الطائرة و الرحيل متى أردنا |
Yani, özel gün diye bir yerlere gitmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | أقصد لسنا مضطرين للذهاب في أي مكان لنحظى بيوم مميز |
Füzeleri, menzile girer girmez ateşlenmeleri için programladım. Burada olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | برمجتُ الصواريخ حتى تُطلق حالما تكون داخل المجال، لسنا مضطرين للتواجد هنا. |
Baba, bu konuşmayı yapmak zorunda değiliz. Çıkış yolu bulabiliriz. | Open Subtitles | أبي، لا يجب أن نقوم بهذا، يمكننا إيجاد طريق للخروج. |
Tabiat zalim olabilir ama biz öyle olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | الطبيعة قاسيه و لكن لا يجب علينا ان نكون كذلك |
Kızların yapmamızı istediği her şeyi yapmak zorunda değiliz, değil mi? | Open Subtitles | ليس علينا أن نقوم بما تطلبه الفتيات منّا ، صحيح ؟ |
Fatura yatırmayı ya da para biriktirmeyi dert etmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | ليس علينا القلق من دفع الفواتير ليس علينا القلق بشأن العجينة |
Onunla başlamak zorunda değiliz ama bir yerden başlamak zorundayız. | Open Subtitles | ليس علينا البدء بها، لكن علينا البدء في مكان ما |
Neyse ki elimizi sallayıp tahmin etmek zorunda değiliz; evrim, matematiksel olarak kesin bir kuramdır. | TED | لحسن الحظ ليس علينا أن نضرب ايدينا و نحزر فالتطور هو نظرية رياضية دقيقة جدا |
Çok şükür ki bu sayıyı elimizle hesaplamak zorunda değiliz. | TED | لحسن الحظ، ليس علينا أن نحسب هذا العدد يدوياً. |
Biz tecavüzcülerin %99'unun yanına kaldığı bir dünyada yaşamak zorunda değiliz. | TED | ليس علينا العيش في عالم حيث ينجو فيه ما يقارب ٩٩ في المئة من مرتكبي جرائم الإغتصاب من العقاب. |
Füzeleri, menzile girer girmez ateşlenmeleri için programladım. Burada olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | برمجتُ الصواريخ حتى تُطلق حالما تكون داخل المجال، لسنا مضطرين للتواجد هنا. |
Bu insanlar gibi ölmemize gerek yok. Kurban olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مضطرين للموت مثل هؤلاء الناس لسنا مضطرين أن نكون ضحايا |
Mürettabatı denizaltıdan çıkarmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا مضطرين لأن نخرج الطاقم من الغواصة |
Ama Birleşik Devletler'deki Gerçek IRA satışlarını bitirmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | لكن هذا لا يجب أن ينهي أعمال الإيرلنديين في الداخل |
Tabiat zalim olabilir ama biz öyle olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | الطبيعة قاسيه، و لكن لا يجب علينا أن نكون كذلك |
Aldatmayı saptamak için hayvanın ne düşündüğünü bilmek zorunda değiliz. | TED | ولكننا لسنا بحاجة لمعرفة تفكير الحيوان من كشف خداعه. |
Burada yaşamak zorunda değiliz. Birlikte yeni bir ev tutabiliriz. | Open Subtitles | أعني، لسنا مضطرّين إلى السكن هنا، يمكننا شراء منزل معاً |
Bırakın Başkan'ın ifade vermesini hiç bir şeyi açıklamak zorunda değiliz. | Open Subtitles | نحن لا نحتاج لتسليم أي شيء ناهيك عن الادلاء بشهادة الرئيس |
Ben hoşuna gidebileceğini düşünmüştüm ancak kesinlikle gitmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | أعتقدت أنك قد تستمتعين بها، لكننا بالطبع لسنا مجبرين للذهاب. |
Bu hedef için hastalığa kalıcı bir tedavi bulmak zorunda değiliz. | TED | وللقيام بذلك، لن نضطر حتّى إلى علاج المرض. |
Bir daha yüzünüzü burada görmediğimiz sürece kavga etmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | لا يجب ان تدخلوا معنا فى مشاجره طالما لا تاتوا هنا مره اخرى |
Sadece bunu şimdi konuşmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | أقول فحسب لا داعي لأن نخوض فى هذا الحديث الآن |
Eve gidebiliriz. Onu bir daha görmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | يمكننا الذهاب للبيت وليس علينا أن نراه ثانيةً |
Ama iş dronlara gelince tahmin etmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | لايجب أن نخمن شكراً للفكره العبقريه لشخص ما |
Bundan böyle, evrenin piç üvey oğulları gibi, kıymetli ozon tabakasını tehdit etmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | لايجب علينا الاهتمام بطبقة الأوزون بعد الأن مثل اطفال الكون الغير شرعية |
Hiç anlamıyorsun, ondan vazgeçmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | أنت لا تفهم، إننا لسنا مضطران للتخلي عنها. |