ويكيبيديا

    "zorunda kalmazsın" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لن تضطري
        
    • يكون عليك
        
    • لا تضطر
        
    • فلن تضطر
        
    • لا يتوجب عليك
        
    • ليس عليكِ أن
        
    • تضطرّي
        
    • ولن تضطر
        
    • ولن يتوجب
        
    • فلن تضطري
        
    • فلن تضطرّ
        
    • لن يكون عليكِ
        
    • تضطر إلى
        
    • تضطرين
        
    Tamam, dışarıdan bir şeyler alabilirim. Yemek yapmak zorunda kalmazsın. Open Subtitles بالطبع، و قد أحضر معي طعاما و لن تضطري للطبخ
    Benim evime gidebiliriz böylece tek başına oturmak zorunda kalmazsın. Open Subtitles أعني، يمكننا أن نذهب إلى مسكني وبالتالي لن تضطري إلى الجلوس وحدكِ في هذا المطعم
    Önemli olan şu ki, Jake kadınlara en baştan daha iyi davranırsan bu derslerden hiçbirini öğrenmek zorunda kalmazsın. Open Subtitles الموضوع هو,جاك لن يكون عليك تعلم اي من هذه الدروس اذا كنت تعامل النساء جيداً في المقام الاول
    Bir dahaki sefere çocuklara ne diyeceğimizi düşünürüz. - Böyle sıvışmak zorunda kalmazsın. Open Subtitles في المرّة المقبلة، سنكتشف ما علينا قوله للصغيرين حتّى لا تضطر للتسلل خارجاً هكذا
    Eğer şanslıysan bu tekniği hayatın boyunca uygulamak zorunda kalmazsın. Open Subtitles إذا كنت محظوظاً ، فلن تضطر لإستعمال هذه التقنية أبداً
    Bana aşağı kapının anahtarını verirsen, her işe geldiğimde kapı otomatiğine basmak zorunda kalmazsın. Open Subtitles يجب ان تعطيني نسخة من المفاتيح لكي لا يتوجب عليك فتح الباب في كل مرة آتي الى العمل.
    Aşağıya götürebilirsin istersen. Yağmurun altında yemek zorunda kalmazsın. Open Subtitles يمكنكِ أخذ إلى الطابق السفلي ليس عليكِ أن تأكليه في المطر
    Umarım kullanmak zorunda kalmazsın, ama... Güvende olmanı istiyorum. Open Subtitles أرجو ألّا تضطرّي لاستخدامه لكنْ أريدك أنْ تبقي بأمان
    Umarız ki, önümüzdeki 8 ayı daha ıslahevinde geçirmek zorunda kalmazsın. Open Subtitles ونأمل أنك لن تضطري لإمضاء الثمانية أشهر القادمة في الأحداث
    İşler içten içe sızıyor gibi hissettiğinde sadece günlük şeylerle ilgilenirsen o zaman çıldırmak zorunda kalmazsın. Open Subtitles لو اهتممتِ بالأمور يوميًا عندئذٍ لن تضطري للفزع كلما شعُرتِ أنها تغرقك
    Yani başka bir kiracı daha aramak zorunda kalmazsın. Open Subtitles .اعني انك لن تضطري للبحث عن مستأجر أخر
    Sopanı yeterince hızlı sallarsan temponu yavaşlatmak zorunda kalmazsın. Open Subtitles أجل هكذا، سيدي إن قمت بتحريك العصى بسرعة كافية فلن يكون عليك أن تخفف من وتيرتك
    Böylece sersem gibi her yere taşımak zorunda kalmazsın. Ceketlerin bırakıldığı yerler gibi. Open Subtitles وعليه قلن يكون عليك حملها بالأرجاء كالغبي مثل غرفة المعاطف
    - Bir dahaki sefere çocuklara ne diyeceğimizi düşünürüz. Böyle sıvışmak zorunda kalmazsın. Open Subtitles في المرّة المقبلة، سنكتشف ما علينا قوله للصغيرين حتّى لا تضطر للتسلل خارجاً هكذا
    Sen en iyisi kaplumbağa kabuğuna geri dön böylece hiçbir şeyle yüzleşmek zorunda kalmazsın. Open Subtitles لِمَ لا تعود إلى صدفة السلحفاة الخاصّة بك وبذلك لا تضطر لمواجهة شيء؟
    Şansımız varsa, Yasemin'le evlenmek zorunda kalmazsın böylece. Open Subtitles إذا كنا محظوظين فلن تضطر للزواج من ياسمين بعد كل ذلك
    Fiziksel olarak korur yürüyüşe çıkmak istemez, beslemek zorunda kalmazsın. Open Subtitles يوفر لك الحماية الجسدية لا يتوجب عليك أخراجه للمشي أو أطعامه
    Böylece onları hissetmek zorunda kalmazsın. Open Subtitles لذا ليس عليكِ أن تُشْعِريهم بذلك.
    Quinn'in başka bir kadına asıldığını da görmek zorunda kalmazsın hem. Open Subtitles ولن تضطرّي إلى رؤية (كوين) يغازل امرأة أخرى
    Böylece sağındaki herifin numarasını unutmaz, ...bir dahaki sefere kopya çekmek zorunda kalmazsın. Open Subtitles لكي تتذكر ذلك الاسم لمن يقف على يمينك ولن تضطر للنظر في المرة القادمة.
    Böylece mahkemeye gitmek zorunda kalmazsın. Open Subtitles ولن يتوجب عليكِ حتى المثول أمام المحكمة
    Eğer uslu bir kız olursan, paylaşmak zorunda kalmazsın. Open Subtitles إن كنت فتاة صالحة فلن تضطري إلى ذلك
    Ne zaman alabilirim? 6'dan önce gelirsen bu sefer köpekle dalaşmak zorunda kalmazsın. Open Subtitles إن جئتَ إلى هنا قبل السادسة فلن تضطرّ إلى مقاتلة الكلب هذه المرّة
    Umarım bu akşam gelmek zorunda kalmazsın. Open Subtitles أتمنّى بأنّ لن يكون عليكِ المجيء اللّيلة.
    Neden gelmemeyi denemiyorsun, böylece yürümek zorunda kalmazsın? Open Subtitles ما رأيك بألا تذهب؟ هكذا لن تضطر إلى المشي البتة
    Bu kayıt defterini bir göz atsana. Belki de özür dilemek zorunda kalmazsın. Open Subtitles ألقِ نظرة على سجل المكالمات ربما لن تضطرين لفعل ذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد