ويكيبيديا

    "zorundalar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عليهم أن
        
    • عليهم ان
        
    • سيتوجب عليهم
        
    • عليهما أن
        
    • مضطرون
        
    • ملزمون
        
    • فعليهم أن
        
    • يجب عليهما
        
    • يجِب
        
    • يتوجب عليهم
        
    • يتعين عليهم
        
    • يجب أن يأتوا
        
    • فعليهم ان
        
    • عليهم العودة
        
    • عليهم فعل
        
    Camma, tartışmalarını durdurmak için muhalif tarafların arasına giriyor— otoritesine saygı duymak zorundalar. TED تقف كاما بين الأطراف المتنازعة لتمنعهم من القتال يجب عليهم أن يحترموا سلطتها
    Bütün yollardaki mayınları temizlemek zorundalar. Bu büyük bir iş. Open Subtitles عليهم أن ينظفوا كل الطرق من الألغام وهذا عمل عظيم
    Er ya da geç, tehlikeli bile olsa denemek zorundalar. Open Subtitles لكن في النهاية، عليهم أن يعبروه، بغضّ النظر عن الخطر
    Şartlı erişim: insanları içeriye davet edebilirsiniz ancak onlar kurallara uygun oynamak zorundalar. TED الوصول المشروط ، الذي يمكن أن تدعو الناس إليه لكن عليهم ان يتصرفوا وفق القواعد
    Delikleri derince dolduracağız. Bize ulaşmak için kazmak zorundalar. Open Subtitles سنسدّ الجحور بشكل عميق سيتوجب عليهم الحفر لإخراجنا
    Buzun metrelerce altından iplerini çekmek zorundalar. Open Subtitles عليهما أن يبسُطا حبل الصيد على طول الثلج بطول 100 متر.
    Kusarlar mı hap mı alırlar bilmem, ama derhâl buraya gelmek zorundalar. Open Subtitles لا أهتم ان كانوا يتقيؤون أو يتعاطون الحبوب، عليهم أن يكونوا هنا.
    Aşıları yapan bu kişiler, bu gönüllüler dünyanın en zorlu, en yoğun kenar mahallelerine düşünmeden dalmak zorundalar. TED و هؤلاء المتطوعون، و عليهم أن يدخلوا بشجاعة في بعض من أصعب ، و اكثر الضواحي كثافة في العالم
    Onların çoğu doğru olanı yapmaya çalışıyor, fakat neyin doğru olduğunu bilmek zorundalar ve o şey de işliyor olmak zorunda. TED معظمهم في الحقيقة يرغبون بعمل الأمر الصحيح، لكن عليهم أن يعلموا أولاً ما هو هذا الأمر ، لينجح الموضوع.
    Bu meselerler yüzünden karşı çıkıyorlar bu silahlı gruplara, Daha çok yatırım etmek zorundalar kalacaklar askeri olmayan araçlarda. TED وهذا أمر مهم للحكومات، وذلك لمكافحة هذه المجموعات، يجب عليهم أن يستثمروا أكثر في الأدوات غير العسكرية.
    Kaynaklarını başka yere yatırmak zorundalar. TED عليهم أن يضعوا الموارد في أماكن أخرى. ولكن لا يزال بوسعنا أن نفعل ذلك.
    Bu sebeple bu ürünlerde bir farklılık yaratmak zorundalar. TED لذا يتعين عليهم أن يميزوا أيضا بين هذه المنتجات.
    Hediyelerin yılbaşı ağacından gelmediğini öğrenmek zorundalar. Open Subtitles عليهم أن يتعلموا أن الأمور لا تأتي وحدها
    Yılın sosyetik budalası olabilmek için kendilerini vurmak zorundalar. Open Subtitles عليهم أن يطلقو النار على أنفسهم ليصبحو أغبى رجال الطبقة العليا
    Fahişeler dünyada satılık olmaması gereken tek şeyi satmak zorundalar. Open Subtitles البغايا عليهم ان يسوقوا للشئ الوحيد الذى ما كان لينبغى ان يباع فى العالم
    Teker teker gelmek zorundalar. - Yakınımda dur. Open Subtitles سيتوجب عليهم القدوم إلي واحداً تلو الآخر
    Burada iş bulmak ve başlarının çaresine bakmak zorundalar. Open Subtitles عليهما أن يعثرا على وظيفة هنا و يؤمّنا معاشهما
    Çağırınca gelmek zorundalar. Open Subtitles بعد ذلك سيكونون مضطرون للتصرف وفقاً لعريضتنا
    - Onu size vermek zorundalar, devam eden bir davanız var çünkü. Open Subtitles -إنهم ملزمون بإعطائكِ، لأن محاكمتكِ جارية
    Organizasyonu ara. Neyi olduğunu biliyorlarsa yardım etmek zorundalar. Open Subtitles اتصلي بالمنشأة , لو عرفوا فماذا أخطأوا فعليهم أن يساعدوكي
    Hızlı olmak zorundalar. Hedefleri sadece sular çekilince görünüyor. Open Subtitles يجب عليهما التحرك سريعا ً، طريدتهما مكشوفة فقط عند المد المُنخفض.
    Evet, deli gibi büyüyorlar bu yüzden talebi karşılamak için daha fazla jet almak zorundalar. Open Subtitles لذا هم يجِب أَن يشتروا طائرات أكثر لكي يستطيعوا تغطية الإحتياج الآن دعوني أَسألكم يا أولاد سؤال مجنون
    Bazen, evde çamaşır yıkarken çok uzaklardan eve su taşımak zorunda da kalıyorlar. Ya da çamaşırlarını uzaktaki bir dere kenarına taşımak zorundalar. TED واحيانا .. يتوجب عليهم احضار المياه من اماكن بعيدة لكي يقوموا بالغسل داخل المنزل او ان يأخذوا غسيلهم الى مجرى المياه
    Kabukları kırmak için, seçmiş oldukları aletle istiridyelerin doğru kısımlarına vurmak zorundalar. Open Subtitles لفتح المحار، يتعين عليهم أَن يضربوا المحار في المكان الصحيح بأداتهم المُختارة.
    Deniz aslanları denizde doğuramazlar doğurmak için karaya çıkmak zorundalar. Open Subtitles أسود البحر لا تستطيع أن تلد في البحر، يجب أن يأتوا إلى اليابسة لولادة جراءهم.
    Beğenmiyorlarsa benimle halletmek zorundalar. Open Subtitles إذا لم يعجبهم ذلك... فعليهم ان يتعاملوا معي.
    Bu yüzden nemlerini koruyabilmek için korunaklarına geri dönmek ve kapılarını kapatmak zorundalar. Open Subtitles ولهذا عليهم العودة إلى ملاجئهم والعودة إلى قواقعهم مرة أخرى لكي يحافظو على رطوبة جسمهم
    Niye bunu yapmak zorundalar ki? Open Subtitles لماذا عليهم فعل ذلك ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد