ويكيبيديا

    "zorundayım" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عليّ أن
        
    • يجب ان
        
    • مضطر
        
    • سأضطر
        
    • علي ان
        
    • يَجِبُ أَنْ
        
    • يجب عليّ
        
    • بد لي
        
    • مضطرة
        
    • لابد أن
        
    • يجب علي أن
        
    • أضطر
        
    • بد أن
        
    • على أن
        
    • عليَّ أن
        
    Ağlamak zorundayım Yüzbaşı çünkü ihanet asla eskimeyen bir gazap gibi. Open Subtitles عليّ أن أبـكي، أيها الكابتن الخيانة عـّار لنّ يزول طوال العمّر
    Niye her şeyi sana çocukmuşsun gibi anlatmak zorundayım ulan? Open Subtitles لمَ عليّ أن أوضح كل شيء لك كأنّك تتصرف كطفل؟
    İfadeni almak zorundayım, ama sen versen daha iyi olur. Open Subtitles يجب ان احتفظ به حولك , ولكنك تستطيع ان تنزعه
    Sen bir moronsun. Korkarım gitmenizi istemek zorundayım. Tyler meşguldü. Open Subtitles ـ أنت مغفل ـ أنا مضطر أن أطلب منك الرحيل
    - Tamam, ama sizi içeri kitlemek zorundayım. - Anladım. Open Subtitles ــ حسناً, ولكن سأضطر لإغلاق الباب عليك ــ أتفهم هذا
    Ama şimdi, bize diğer tüm pis işleri anlatıyorsun. Sormak zorundayım, neden? Open Subtitles ولكن الآن انت تخبرنا بكل هذا بدون مناسبة علي ان اسأل لماذا؟
    Eve dönerken halletmek zorundayım. Tamirciye de gitmeliyim, çiçekçiye de. Open Subtitles يَجِبُ أَنْ أفعل ذلك في الطّريق إلى المنزل وسأتصل بالميكانيكي
    Saat gece yarısını geçti ve ben erken kalkmak zorundayım. Open Subtitles إن الوقت بعد منتصف الليل، ويجب عليّ أن أستيقظ باكراً.
    Niye her şeyi sana çocukmuşsun gibi anlatmak zorundayım ulan? Open Subtitles لمَ عليّ أن أوضح كل شيء لك كأنّك تتصرف كطفل؟
    Çok zor, çünkü kötü adamı oynamak zorundayım. -bilirsin ya. Open Subtitles المسألة صعبة، أنه يجب عليّ أن أكون الشخص السيئ، أتعلمين؟
    Ben Kralın kuzeniyim. O dönene kadar bu insanlarla ilgilenmek zorundayım. Open Subtitles انا ابنه عمه الملك و يجب ان اعتني بالشعب حتي يعود
    Şimdi Jackie için bir şeyler almak zorundayım. Beni öldürecek! Open Subtitles والان يجب ان اذهب واشري شي لجاكي وإلا سوف تقتلني
    'Bu bana çok acı veriyor..." "ama Michael'a dönmek zorundayım." Open Subtitles هذا يُمزّقُني إرباً إرباً، لكنى يجب ان اعود الى مايكل
    Maalesef, üzülerek duyurmak zorundayım ki, aramızda bazı kopyacılar olduğu ortaya çıktı. Open Subtitles لسوء الحظ لقد خاب أملى لأنى مضطر أن أعلن أن بيننا غشاشون
    Hanımın ahlâkının siyasetinden daha net olup olmadığını sorgulamak zorundayım. Open Subtitles وأنا مضطر للسؤال إن كانت أخلاق السيدة أفضل من سياستها
    Büyük jüri salonunda kürsüye çıktığım anda David'in sorularına cevap vermek zorundayım. Open Subtitles وحين أقف في المنصة أمام هيئة المحلفين، سأضطر للإجابة على أسئلة دايفيد.
    Shady, söylemek zorundayım ki dükkanı satmak istemene biraz şaşırdım doğrusu. Open Subtitles شادي، علي ان اخبرك أَنني متفاجىء قليلاً بأنك تُريدُ بَيْع المتجر
    Ama sana söylemiştim günün sonunda bir cevap almak zorundayım. Open Subtitles لَكنِّي أخبرتُك، أنا يَجِبُ أَنْ آخذَ جواب عند نهاية اليوم.
    Burası küçük bir kasaba. Saklanmak zorundayım. İnsanlar soru sorabilir. Open Subtitles أنها بلدة صغيرة جداً، يجب عليّ الأختباء الناس سَيَسْألونَ الأسئلةَ.
    Ya da bu domuzlardan önce seni mi vurmak zorundayım? Open Subtitles أو لا بد لي أن أتدبر أمرك قبل هذه الخنازير؟
    Üzülerek söylüyorum ki yaratıcı dokunuşlarınızdan daha fazla tatmak için iştahımı saklamak zorundayım. Open Subtitles وللأسف هذا يعني أني مضطرة للحفاظ على شهيتي لأجل المزيد من لمساتك الإبداعية.
    - Şey, bu özel. - Biliyorum. Soruyu sormak zorundayım. Open Subtitles ــ هذه أمور شخصية ــ أعرف ولكن لابد أن أسألك
    Şimdi Togo eski başkanını aramak zorundayım, ve bitirdiğimde, öyle görünüyor ki dünyanın diğer kalanının sonu gelmiş olacak. Open Subtitles الآن يجب علي أن أتصل بالرئيس السابق ل توجو وعندما أنتهي , كما يبدو بقية العالم ستقترب من نهايتها
    Şmdi onlara mail atmak ve can sıkıcı insanlarmış gibi davranmak zorundayım. Open Subtitles الآن سوف أضطر أن أرسل لهم بريد الكتروني وسوف نبدو كالأشخاص المزعجين
    Hayır. Evimizin disiplinini korumak için bunu söylemek zorundayım. Open Subtitles كلا، لا بد أن أقول ذلك لكي أحافظ على الاستقرار ببيتنا
    ! Onu doldurmak 1 saatimi almıştı. Şimdi yeniden yapmak zorundayım! Open Subtitles لقد أستغرقت ساعة فى أحضاره والآن على أن أفعل ذلك ثانية
    Bu işten keyif alıp almadığımı soruyorsanız, hayır demek zorundayım. Open Subtitles لو كُنتَ تَسألُني هل أتمتَع هُنا. عليَّ أن أَقولَ لا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد