ويكيبيديا

    "zorundayız" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • علينا ان
        
    • يَجِبُ أَنْ
        
    • فعلينا
        
    • سنضطر
        
    • لابد أن
        
    • علينا أن
        
    • مضطرين
        
    • يجب علينا
        
    • سيتوجب علينا
        
    • يجب أن
        
    • لابد ان
        
    • نضطر
        
    • نحن بحاجة
        
    • نحن يجب
        
    • بد أن
        
    - Katilin kim olduğunu bile bilmiyoruz. - Bir şeyler yapmak zorundayız. Open Subtitles اننا حتى لا نعرف من يكون القاتل يجب علينا ان نفعل شيئا
    O halde sihirli şiirlerini bize karşı kullanmasını durdurmak zorundayız. Open Subtitles حَسناً إذن، يَجِبُ أَنْ نَمْنعَه من إستخدام شعره السحري ضدنا
    Bir şeye başladık ve hoşlansak da hoşlanmasak da bitirmek zorundayız. Open Subtitles لقد بدأنا فى شئ , فعلينا إنهائه سواء شئت أم أبيت
    Eve koşarak gitmek zorundayız. Bacak kaslarımı esnetecek vaktim bile yok. Open Subtitles سنضطر للركض، لا يوجد حتى وقت لأمدد عضلات فخذي الرباعية الرؤوس
    Bu bendi patlatacak olmamız büyük talihsizlik ama sulama yapmak zorundayız. Open Subtitles من المؤسف أن ندمر هذا السد ولكن لابد أن نروى الأرض
    Eğer bu kurumun bizim için çalışmasını istiyorsak, bürokrasiyi çekici hale getirmek zorundayız. TED إن أردنا لهذه المؤسسة أن تعمل لأجلنا، علينا أن نعمل لجعل البيروقراطية جذابة.
    Bu gece senle balede olmayı ne kadar çok istesem de, herkesin gözü önünde olacağı için kendimizin gitmekten alıkoymak zorundayız. Open Subtitles رغم ذلك ، فإنني أرغب بأن أكون معك في حفلة الباليه الليلة سيكون في مكان عام لذا سنكون مضطرين لكبح أنفسنا
    Annesinin gitmiş olması yeterince kötü şimdi de babası gözaltında ve zavallı çocuğu sosyal hizmetlere teslim etmek zorundayız. Open Subtitles اتعرف من السيء كفاي ان امه هجرته والآن والده في الحجز و علينا ان نوصل الطفل لخدمات حماية الاطفال
    Bu konudu kendimizi oldukça yoksul görüyoruz. Yirmiden azıyla idare etmek zorundayız. Open Subtitles نحن فقراء جداً بالنسبة لهم علينا ان نتدبر الامر بأقل من 20
    Bu kayadan ayrılmak ve kendi başımıza yüzeye çıkmak zorundayız. Open Subtitles يجب علينا ان نصعد الى السطح ونخرج من هذه الصخرة
    Ayrıca bu iki soru olmuş oldu, yani üzgünüm ama gitmek zorundayız. Open Subtitles وذلك كَان في الحقيقة سؤالين، لذا أَنا أخشى أننا يَجِبُ أَنْ نَذْهبُ.
    Umudumuzu kaybetmemek ve devam etmek zorundayız Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ لا نَفْقدَ الأملَ وعلينا الاستمرار
    Eğer bir şey ispat edeceksek, Tech Con'a gitmek zorundayız. Open Subtitles إذا كنا نريد اثبات شئ فعلينا الذهاب لشركة تيك كون
    Bu yüzden, onu bulmak istiyorsak radyasyon bulunmayan yerlere bakmak zorundayız. Open Subtitles إذا كنا نريد العثور عليه فعلينا البحث عن أماكن دون إشعاع
    Evet, buna katkımız olduğu için mutluyuz, ...ama şimdi bu anlaşmayı bozmak zorundayız. Open Subtitles أجل و نحنُ سعداء بمساهمتكَ في ذلك لكن سنضطر للتراجع في الوقتِ الراهم
    Hastalığı engellemek ve sonrasında bu işi yapacak ilacı yaratmak için doğru adımı atmak zorundayız. TED لابد أن نعرف المرحلة التي يجب إيقافها، وعندها نصنع عقارا لذلك.
    Bu şiddet sarmalını kırmak zorundayız ve bu noktaya bir an evvel çocuklarımızla birlikte ulaşmalıyız. Onlara değer vermeliyiz, küçük görmemeliyiz. TED علينا أن نكسر دائرة العنف هذه و نعمل على ذلك مبكرًا مع أطفالنا أو أطفالنا الصغار، والتنويه بهم وعدم امتهان كرامتهم.
    Doğru. Yapmak zorundayız. Aksi takdirde bu insanlar acı çekmeye devam ederler. Open Subtitles هذا صحيح, نحن مضطرين لذلك و إلا سيستمر هؤلاء الأشخاص في معاناتهم
    Er ya da geç hepimiz gri şapkayla uzlaşmak zorundayız. Open Subtitles عاجلاً أم آجلاً يجب علينا جميعاً ارتداء القبعة الرمادية للتسوية.
    Bir süre daha poğaça yemek zorundayız. Open Subtitles حسنا، سيتوجب علينا اكل الكثير من الفطائر لمدة من الزمن
    Böyle pratik bir soruya cevap olarak, cesur olmak zorundayız. TED لذا كرد على سؤال ذرائعي كهذا، يجب أن نكون جريئين.
    Zirvesine çıkmak zorundayız. Kıçımı kambur yapıp 45 kiloyla oraya çıkartmak zorundayım. Open Subtitles لابد ان اتحمل مشقة الوصول لاعلى مع حمل 100 كيلو على ظهري.
    Saksonlar bizi bulursa savaşmak zorundayız. Open Subtitles إذا عثر علينا السكسونيون سوف نضطر للقتال
    Pek çok sebep dolayısıyla, küresel gıda üretim sistemimizi değiştirmek zorundayız. TED ونظرا لقلة تلك الموارد نحن بحاجة إلى تغير أنظمة إنتاج الغذاء
    Hikaye patlak vermeden bunu ortalığa yaymalıyız. Ona uymak zorundayız. Open Subtitles نحن يجب أن ننشر خبرمرضه قبل أن تنتشر قصة الفتاه
    Onu görmek zorundayız. Open Subtitles لا يهمني مدى انشغاله فلا بد أن نراه الآن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد