ويكيبيديا

    "zorunluluk" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الضرورة
        
    • التزام
        
    • ضرورة
        
    • إلتزام
        
    • إلتزامات
        
    İnsanları öncelemekteki ikinci Zorunluluk her şeyinizi ortaya koymaktır. TED الضرورة الثانية لمنح الأولوية للناس لنشارك جميعا في الأمر.
    Bunun sonuçlarını düşündüğünüzde, eğer bu periyodik olarak meydana gelen, doğal ve olağan yok oluşlara inanıyorsanız, türümüzü değiştirmek ahlaki bir Zorunluluk oluyor. TED وبينما تفكر في عواقب هذا، إذا كنت تعتقد أن الانقراضات أمر طبيعي وشائع وعادي ويحدث بشكل دوري، سيصبح من الضرورة الأخلاقية تنويع أنواعنا.
    Evet, evrimsel bir Zorunluluk olarak ailelerimizi ve arkadaşlarımızı önemsemeliyiz. Open Subtitles نعم هناك التزام تطوري لسر اهتمامنا بالأهل و الأصدقاء
    Şirketin tasarladığı çalışmalarda, sonuçları ifşa etmek gibi gerçek bir Zorunluluk yok, değil mi? Open Subtitles حيث أن الدراسة أقيمت في الداخل لا يوجد التزام حقيقي بكشف هذه النتائج؟ أليس كذلك؟
    Bana kalırsa bizi pohpohlamak ve istediklerimizi yerine getirmek Zıpçar ve diğer elek şirketler için bir tercihten çok bir Zorunluluk. TED وهذا ليس خيارا لهم فقط، ولكنني أعتقد أنه ضرورة لزيبكار و الشركات الشبكية الأخرى لإذهالنا فعلا، لكي يكونوا كخدمة التوصيل الشخصي.
    Bu bir Zorunluluk, her gün seçeceğin bir Zorunluluk. Open Subtitles هذا هو الالتزام بعينه إلتزام يمكنك اختياره كل يوم
    Fakat burada bir tür Zorunluluk hissetmeye başladım. Open Subtitles لقد بدأت أشعر أنني رجل ذو إلتزامات هنا
    Dolaylı Zorunluluk hissedilmez eğer aynada yansıyan yüzü sevmiyorsanız ya da selden aşağı inen bir tekne değilseniz. Open Subtitles الضرورة لذا لَمْ تستشعر لو هو لَيسَ مثل وجه منعكس في مرآة، أَو مركب يَنحدرُ اسفل السيل.
    Ümit ediyorum ki; ama kesinlikle bir Zorunluluk değil; bu durum daha samimi ilişkilere yelken açmamızı sağlayabilir. Open Subtitles وهناك امل لأبدأ ولكن الضرورة تتطلب طبيعة العلاقات الحميمة
    Lâkin yavaş yavaş, zamanla kendime Zorunluluk dışında gelişmeye izin verdim. Open Subtitles , لكن ببطئ , بمرور الوقت , سمحت لنفسي أن تخرج بدافع الضرورة
    Yapacağım şey, günden güne, Zorunluluk meselesine dönüştü. Open Subtitles كل ما كنت أقوم به من يوم لآخر كانت أفعال بحكم الضرورة.
    Bu nedenle işim gereği kendisine yardım etmeyi Zorunluluk olarak hissediyorum. Open Subtitles لذا أعتقد أنا فقط أشعر التزام المهنية لمساعدته.
    - Yerine otur. - Yargıç, yasal bir Zorunluluk yok! Open Subtitles حضرة القاضية لا يوجد التزام قانوني
    Ned'le tanışana kadar, seksin kadınlara Tanrının verdiği korkunç bir Zorunluluk, ağrılar ve topuklu ayakkabılar gibi olduğunu sanıyordum. Open Subtitles "حتى قابلت "نيد ...كنت دائماً مقتنعه بأن الجنس مجرد التزام فظيع وضعه الله على النساء مثل القيود او كعوب الحذاء العاليه
    Yasal bir Zorunluluk yok. Open Subtitles لا يوجد التزام قانوني
    Ailemizi güçlendirmek artık geciktiremeyeceğin bir Zorunluluk. Open Subtitles تحصين عائلتنا أصبح ضرورة لم يعد بوسعك تجاهلها
    Bu yüzden Mars'a koloni kurmak boş hayal değil, bir Zorunluluk. Open Subtitles لهذا فإستعمار كوكب المريخ ليس مجرد أحلام إنها ضرورة
    Ama sizin işinizde bu bir Zorunluluk olsa gerek? Open Subtitles ولكن أعتقد في نمط عملك تعتبر ضرورة
    Bunun Zorunluluk yaratacak kadar bir anısı olmamıştır herhalde. Open Subtitles لم تكن بالقدر الكافى لنجعل منها إلتزام
    itiraz değil. bu bir Zorunluluk. Open Subtitles ليس إعتراض بل إلتزام
    Fakat burada bir tür Zorunluluk hissetmeye başladım. Open Subtitles لقد بدأت أشعر أنني رجل ذو إلتزامات هنا
    Çok sıradan, bağ yok, Zorunluluk yok. Open Subtitles عادي جدا, لا تعقيدات ولا إلتزامات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد