Ülkemizin zulüm ve korku olmadan zenginleştiği zamanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت على تلك الارض تعيش بدون خوف او وحشيه |
Ülkemizin zulüm ve korku olmadan zenginleştiği zamanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت على تلك الارض إزدهرت فيه بدون خوف او وحشيه |
Hazarlılara karşı devam eden zulüm ve uygulamalar ailemi Afganistan'ı terk etmeye mecbur etti. | TED | عمليات الاضطهاد المستمر ضد الهازارة أجبرت والديّ على ترك أفغانستان. |
Çünkü birlikte çalışmamız gereken uzun bir zulüm ve eşitsizlik tarihine sahibiz. | TED | لأنه لدينا تاريخ طويل من الاضطهاد والظلم التي نحتاجُ للعمل معًا للقضاء عليهما. |
Dünyada binlerce yıldır mülteciler var, ama güncel tanımı Birleşmiş Milletler'in II. Dünya Savaşı'nda oluşan yaygın zulüm ve zorunlu göçlere maruz kalan mültecilerin yasal durumunu tanımlamak için 1951 yılında yaptığı toplantıda ortaya çıktı. | TED | عرف العالم اللاجئين منذ آلاف السنين ولكن تم تقديم تعريف أحدث خلال اجتماع الأمم المتحدة عام 1951 متعلقاً بوضع اللاجئين وذلك رداً على الاضطهاد الجماعي والتهجير الذي نتج عن الحرب العالمية الثانية |
Bu zulüm ve acımasızlığın yankıları hiç dinmeyecek. | Open Subtitles | وأصداء الاضطهاد... وارتكاب الفظائع... لن تـُلاقى بالصمت |