"آبائهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • babalarının
        
    • babaları
        
    • babalarını
        
    • aileleri
        
    • babalarıyla
        
    • ailelerini
        
    • ailelerinden
        
    • ailesi
        
    • babalarına
        
    • ailelerinin
        
    • ebeveynlerini
        
    • babalarından
        
    • ebeveynlerinden
        
    • babalar
        
    • ailelerinde
        
    Kurtulmayı başaranlar içinse anne ve babalarının becerilerini öğrenebilecekleri yepyeni bir macera başlıyor. Open Subtitles بالنسبة للطيور الصغيرة ،التي تنجح باجتياز الفقمات هناك تحدّيات جديدة تعلّم مهارات آبائهم
    O an, kızların babaları ile bağ kurmak için bir yola ihtiyaç duyduklarını anlamıştım. TED في تلك اللحظة علمت ، أن الفتيات يحتاجون إيجاد طريقة للتواصل مع آبائهم.
    babalar oğullarını, oğullar da babalarını hayal kırıklığına uğratmaya mahkumdur. Open Subtitles الآباء مُقدّر لهم أن يخذلوا أبنائهم والأبناء أن يخذلوا آبائهم
    Bu çocuklar ya terkedilmiş ya da aileleri, üst sınıf insanlar tarafından öldürülmüş. Open Subtitles هؤلاء الصبية إمّا أنهم منبوذون أو أن آبائهم قد قُتلوا بواسطة طبقة الأرستقراطيين.
    Eskiden, erkekler babalarıyla birlikte tarlaya gider... yada haftasonu avlanmaya çıkarlardı. Open Subtitles في الماضي, الأطفال كانوا يخرجون مع آبائهم للعمل في الحقول أو يأخذون إجازة ويذهبون للصيد.
    Belki ailelerini gücendirmek istememiştir. Open Subtitles ربما أنها لم ترد الإساءة إلى آبائهم و أمهاتهم
    Annelerinin tecavüze uğradığını ve babalarının parmaklarının doğrandığını gören çocuklarla çalışıyorum. TED أعمل مع الأطفال الذين رأوا أمهاتهم يُغتصبن، وأصابع آبائهم تُقطع.
    Bir iki gün içinde bebekler kendi anne veya babalarının yüzlerini tanıyarak tepki vermeye başlarlar. TED ثم يومين أو ثلاثة بعد ذلك يبدأ الأطفال بلإنتباه إلى وجوه أمهاتهم و آبائهم.
    Sekiz yaşında çocuklar babalarının öldürülüşünü izlesin diye mi? Open Subtitles حتى يرى المزيد من الأطفال بسن الثمانية آبائهم وهم يقتلون أمامهم؟
    Böylece bir dans düzenledik, kızlar ve babaları izdiham yarattılar. TED لذا أقمنا حفلة راقصة، و جاءت الفتيات و آبائهم بأعداد مضاعفة.
    Bir nesil önce, babaları ormanda yabaniydi. Open Subtitles منذ جيلٍ مضى، كان آبائهم متوحّشون في الغابة.
    Bu kızların sadece babalarını hayatlarına katmak için bir yönteme ihtiyaçları vardı. TED هؤلاء الفتيات يحتجن طريقة لدعوة آبائهم إلى حياتهم، بالطريقة التي تناسبهم.
    Bazıları babalarını örnek alır bazıları da annelerini. Open Subtitles بعض الأطفال يشبهون آبائهم, والبعض الآخر يشبهون أمّهاتهم.
    aileleri çok fakir ve çocuklarını geri alabilecek kaynakları yok. TED آبائهم فقراء جداً، ليس لديهم موارد لإرجاعهم.
    aileleri hakkında üniversitedeki çocuklarla konuşurduk, ailelerle çocukları hakkında görüşürdük. Open Subtitles كنّا نأخذ الأبناء ونستجوبهم إن كانوا في الكلية استجوبناهم عن آبائهم واستجوبنا الآباء حول أبنائهم
    Söylemeye çalıştığım şu: Oğlanlar babalarıyla olmalı. Open Subtitles هذا ما أردتُ قوله الأولاد بحاجة إلى آبائهم
    Bu günlerde bazı gençler, gözlerini kırpmadan ailelerini öldürüyorlar. Open Subtitles في هذه الايام الشباب يقتلون آبائهم بدون تفكير
    erkeklerin ailelerinden para çalışlarının daha yüksek oluşunu konuşuyoruz. TED ومع ذلك نتساءل لماذا من المرجح أكثر أن يسرق الفتيان المال من آبائهم.
    Keşke daha fazla arkadaşımın ailesi onlarla yanlış yaptıklarında ceza verecek kadar ilgilenselerdi. Open Subtitles أتمنى الكثير من اصدقائي آبائهم يحرصوا جيداً على رعايتهم عندما يخفقون
    Kalplerinde ağır sorular taşıyan kızların bu soruları babalarına sorabilmelerini sağlayan bir platform oluşturduk ve babalara cevap verme özgürlüğünü kazandırdık. TED لقد خلقنا صيغة للفتيات اللائي تدور الأسئلة الثقيلة في خاطرهن ليتمكنوا من سؤال آبائهم و أن يملك الآباء حرية الإجابة.
    Hem o, hem de Udo politik şartlar sebebi ile kendilerini ailelerinin ülkelerinde kısıtlanmış hissediyor, en anlamlı alışkanlıklarının ve bağlarının kurulduğu yerde yaşarken. TED كلاهما هو و أودو مقيدان بظروف سياسية خاصة بدول آبائهم. من العيش حيث توجد بعض من طقوسهم وعلاقاتهم التي تعني لهم الكثير.
    Böylece çocukların ebeveynlerini iş üstündeyken yakalayıp bölmesi sorun olmuyor değil mi? Open Subtitles هل هذا يجعل الأمر رائعاً بالنسبة للأطفال ليروا آبائهم منفصلين؟
    İnsanlar, anne babalarından da fakir bir hale geliyorlardı. Ve bazen büyükbabalarından da fakir olabiliyorlardı. TED كان الناس في الواقع يزدادون فقرا أكثر من آبائهم. وأحيانا حتى كانوا أكثر فقرا من أجدادهم.
    O zaman belki de birçok çocuk ebeveynlerinden ayrılmak zorunda kalmazdı. TED وعندها ربما، لن يضطر الكثير من الأطفال إلى الانفصال عن آبائهم.
    Onların ailelerinde de benzer rüyaları vardı. Open Subtitles و آبائهم يمتلكون أيضا أحلام مشابهة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more