Bu tüm proje özgün oldu-- Yani, dünyada başka hiçbir ülke bu kadar detaylı şekilde çocuk nesillerini takip etmiyor. | TED | وأصبح هذا المشروع فريد من نوعه، لذلك، لا يوجد بلد آخر في العالم يتتبع أجيال من الأطفال بشكل مفصل هكذا. |
Baba, bu dünyada başka bir şeye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أبتِ، ولكني لا أحتاج شيئاً آخر في العالم |
Annem ne zaman kızsa kızgın olduğu şeyler dışında dünyadaki diğer her şeyi unutur. | Open Subtitles | كل مرة تكون أمي غاضبة تنسى كل شيء آخر في العالم ماعدا الشيء التي هي غضبانة بشأنه |
Şöyleki, gerçekten, işlemlerimizin büyük bir kısmı Benjamin'in belirmek zorunda olduğu tüm yerlerde bir ışıklandırma ortamı yaratmaktı, böylece Ben' in kafasını herhangi bir sahneye koyabilirdik ve bu gerçek dünyadaki diğer aktörlerin üzerinde kullanılan ışıklandırmayla birebir örtüşürdü. | TED | فإن جزءا كبيرا من عملياتنا كان عبارة عن خلق بيئة للإضاءة في كل موقع كان على بنيامين أن يظهر فيه حتى نتمكن من وضع رأس بنيامين في أي مشهد وأن تتطابق تماما مع أي إضاءة مع أي ممثل آخر في العالم الحقيقي. |
Dünyada en çok istediği şey bir oğuldu. | Open Subtitles | كان يريد ولداً.. أكثر من أي شيء آخر.. في العالم |
Siyaset alay konusu olabiliyorsa bilim, seks ve dünyadaki geri kalan her şey gerçeği aydınlatmanın bir yolu olarak alay konusu olabiliyorsa neden din bundan hariç tutulsun? | Open Subtitles | لو كل شيئ آخر في العالم مُعرض للسخرية كطريقة لإلقاء الضوء علي الحقيقة لماذا يُستثني الدين؟ |
dünyanın başka yerinde bir benzeri yok. | TED | وليس هناك شيء مشابهه لها في أي مكان آخر في العالم. |
dünyada başka hiçbir yer bu kadar çok kambur balinayı beslenmek için toplayamaz. | Open Subtitles | لا يوجد اي مكان آخر في العالم تتجمع به الحيتان الحدباء لتتغذى باعداد أكبر. |
Varmak istediğim nokta şu ki, sanırım dünyada başka bir Nick Miller olmasını sevdim. | Open Subtitles | النقطة التي أحاول توضيحها هي .. أعتقد أنني أود نك ميلر آخر في العالم. |
Sanki dünyada başka kız kalmadı. | Open Subtitles | يبدو أنه لا يوجد شخص آخر في العالم لينام معه |
Bu adalar, --- Mauritius, Rodrigues ve Réunion --- Madagaskar adası ile birlikte, dünyada başka hiçbir yerde bulunmayan eşsiz bitkilerle kutsanmıştır. | TED | هذه الجزر — موريشيوس ورودريغز وريونيون — المحادية لجزيرة مدغشقر، منعَم عليها بنباتات فريدة لا توجد بأي مكان آخر في العالم. |
Olmasını umduğum buydu dünyadaki diğer her şeyi yok edecek bir nükleer savaş ve biz sahilde kalabilecektik. | Open Subtitles | ...وهذا ما تمنّيتُ حدوثه حرب نووية تحطّم كل شيء آخر في العالم حتى نستطيع البقاء على ذاك الشاطئ |
dünyadaki diğer her şey gibi. | Open Subtitles | كما يسير أي شيء آخر في العالم. |
dünyadaki diğer her şey seni sikip atar. | Open Subtitles | أي شخص آخر في العالم سيقوم بإيذائك |
dünyadaki diğer herkes gibi. | Open Subtitles | كأي شخص آخر في العالم |
Dünyada en çok istediği şey bir oğuldu. | Open Subtitles | كان يريد ولداً.. أكثر من أي شيء آخر.. في العالم |
Ondan nefes kesici bir sıcaklık yayılıyordu. Dünyada en çok sizi görmek istediğinize inandırıyordu sizi. | Open Subtitles | دفء عارم أتى من قبلها وكأن لا أحد آخر في العالم أرادت رؤيته |
Şu korkusuz ahlakî envanter kendi zayıf seçimlerin yüzünden dünyadaki geri kalan herkesi suçlayabileceğin kadar basit bir liste değil mi yani? | Open Subtitles | أوه، مخزون قوي وكاف من الأخلاق، ليست مُجرّد قائمة من الأعذار من اجل لماذا كل شخص آخر في العالم هو المسؤول عن سوء خياراتك السيئة؟ |
Burada dünyanın başka hiçbir yerinde rastlanmayan canlılar buldular. | Open Subtitles | ووجدوا هنا كائنات لا توجد في أي مكان آخر في العالم. |
dünyanın başka hiçbir yerinde aynı tadı bulamazsın. | Open Subtitles | ليس لها نفس المذاق بأي مكان آخر في العالم |