"آخَر" - Translation from Arabic to Turkish

• başka bir
• başkasının
• birisi
• tane daha

Herkesin doğal bir şekilde uyanıp başka bir yerde olduğunu biraz yaşlandığını ya da başka bir giysi giydiğini düşünürdüm.
أنه من الطبيعى أن يستيقِظ الناس ليجدوا أنفسهم فى مكانٍ آخَر, أو أكبَر سِنّاً, او يرتدون ملابِس أُخرى.

Ben hep diğer insanların da doğal bir şekilde uyanıp başka bir yerde olduğunu, başka bir giysi giydiklerini ya da biraz yaşlandıklarını düşünürdüm.
كُنتُ أعتقِد دائماً أنها مسألة طبيعية أن يجِد الناس أنفسهم فى مكانٍ آخَر, أو يرتدون ملابِس أُخرى. أو أكبَر سِنّاً.

Annenin azaldığını hayal etmen gerekiyor, kurtların etini yediğini, kemiklerinden başka bir şey bırakmadıklarını.
سيجدُ تاجراً آخَر بنهاية اليوم و يتعاطى حسناً، نعم. لا بأس

Ne yapman gerekiyorsa onu yap ama bana başka bir teşhis koy.
تقومينَ بما عليكِ، لكن تُخبرينني بقرارٍ آخَر

Eşyalarına başkasının dokunmasını istemiyormuş.
لا تُريدُ أيَّ أحدٍ آخَر أن يَلمَسَ أشيائَها

Bırakmakta özgürsün, başka bir iş bulabilirsin.
أنتَ حُرٌ في الاستقالَة و إيجادِ عملٍ آخَر

Yani bu yaşamış olduğun korku deneyiminin yerine başka bir şeyler yerleşti biliyor musun?
لِذا فإنَ كُلَ الخوف الذي مَرَرتَ بِهِ يجبُ أن يُستبدَل بشيءٍ آخَر تعلَم، عواطِف أُخرى

başka bir mahkûma olayı beraber gerçekleştirdiğinizi söylemiş.
أخبرَ سجيناً آخَر أنكَ و هوَ قُمتُما بالعملية معاً

Çalışmam lazım Tim. Elimden başka bir şey gelmiyor.
لدي عمَل يا تيم ليسَ لدي أيُ شيءٍ آخَر الآن

başka bir şeye ait olursun.
تتوقَف عن كونِكَ إنساناً تُصبحُ جزءً من شيءٍ آخَر

Ona avantaj sağlayacak başka bir yöntem lazım.
لا بُدَ مِن وجودِ شيءٍ آخَر أَستطيعُ فِعلَه لإعطائِهِ الأَسبقية

Eğer sen beni işe almazsan, başka bir hapishane alır.
إذا لَم تُوظفني، سيقومُ بذلكَ سِجنٌ آخَر

Yedi yıl önce buraya gelen başka bir narkotik dedektifi vardı.
مُنذُ عِدّة سِنين، كانَ لدينا مُحَقِق في المُخدرات آخَر

Bazı kusurlar kabul edilemez mesela... bir papazın başka bir papazı sikmek istemesi.
و بَعضُ العُيوب ليسَت مَقبولَة، مِثل لِنَقُل قِسيساً يُريدُ مُجامَعَة آخَر

Ondan başka bir gizli polis göndermesini iste.
و اجعَلهُ يُحضِر مُحَقِقاً مُتَخَفياً آخَر

başka bir erkeğe de böyle hissedip hissetmediğini soruyorum.
أنا أسأَلُكَ إذا كُنتَ قَد شَعَرتَ بهذه الطَريقَة معَ رجُلٍ آخَر

Geride bırakacağınız iz başka bir insanın ruhuna işlemelidir.
يَجبُ أن تَكونَ العلامَة التي تُخَلِّفُها على روحِ شَخصٍ آخَر

Diğer bir değişle, bir cahil, başka bir cahili eğitemez, ve bir günahkâr başka bir günahkârı uyaramaz.
بِمَعنى آخَر، الجاهِل لا يُمكنهُ تَعليم جاهِلٍ آخَر و الخاطِئ لا يُمكنهُ لَومُ خاطِئٍ آخَر

Senin veya bir başkasının, seni bu karara zorladığımı düşünmesini istemem.
لا أُريدكَ أو أي أحدٍ آخَر أن تُفكِّر بأني أدفعُكَ لاتخاذِ هذا القرار

Tarağına başkasının saçını mı koydun?
هل قُمتِ بوضع شعَر شخص آخَر في الفُرشاة؟

yardıma ihtiyacı olan birisi ve ona yardım edebilecek kapasitede birisi.
أحدٌ ما في مِحنَة، و أحدٌ آخَر لديهِ القُدرَة على مُساعدَتِه

Temiz olduğundan filan. Peki. Bir tane daha.
حسناً، سُؤالٌ آخَر