| Seni uzun süredir tanıyorum, Adrian, ve seni anlamıyorum. | Open Subtitles | إنني أعرفك لمدة طويلة آدريان ولم أستطع أن أفهم |
| Bana nasıl davrandığın hakkında gerçekten düşünmelisin, Adrian. | Open Subtitles | عليك أن تفكر حقاً بطريقة تعاملك معي آدريان |
| Adrian, önceden de zorlu vakaların oldu. Bu kadar aklın karışmazdı. | Open Subtitles | آدريان ، لقد مرت عليك قضايا صعبة من قبل عادة لا تستاء بهذه الطريقة |
| Adrian, Adrian. Gitmeliyim. Ne olduğunu sonra anlatırsın. | Open Subtitles | آدريان ، آدريان ، علي أن أذهب فقط أخبرني بما حدث |
| Pedro, Agustín ve arkadaşları Adrián Yaz 1973 | Open Subtitles | "بيدرو)، (آغوستين) وصديقهما (آدريان)) صيف 1973". |
| Biz Adrian Davis hakkında seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | نرغبُ بالحديثِ إليكَ فيما يتعلق بــ آدريان دايفيس |
| O şirket Adrian yakalandım önce iyi yaptığını iddia etti. | Open Subtitles | لقد زعِم بأنَّ شركتهُ كانت في أوجها قبل أن يتم إعتقال آدريان |
| Adrian Davis serbest bırakıldı önce Bir hafta yapıldı. | Open Subtitles | لقد أجريَ هذا الإتصال قبل أسبوعٍ من إطلاق سراح آدريان |
| Ben mi suçluyum? Adrian hesaba arkadaşının adını yazmış. Onun bekçisi miyim? | Open Subtitles | لقد كتب " آدريان " إسم صديقه عبر فاتورة ، هل أنا حارسه ؟ |
| Adrian, bunu kendi başına çözmen gerekiyor. | Open Subtitles | آدريان ، عليك أن تكتشف هذا الأمر بنفسك |
| Haklısın. Adrian, cevap senin içinde. | Open Subtitles | هذا صحيح آدريان ، الجواب موجود بداخلك |
| Oh, yo, yo. Adrian, çıldırdın mı? | Open Subtitles | اوه ، لا ، لا ، لا آدريان هل جننت؟ |
| Adrian'ı kovdum resmen afedersin şirin biriydi. | Open Subtitles | آسفة لأني أبعدت آدريان هو وسيم لا بأس |
| Adrian Lamo, "evsiz hacker" olarak biliniyordu. | Open Subtitles | "آدريان لامو" عُرف بإسم "المُختَرِق المُشرّد"، |
| Adrian yakalandı sonra, bizim itibar harap edildi. | Open Subtitles | بعد أن تمَّ القبضُ على " آدريان " والذي أدى ذلك إلى تدمير سمعتنا |
| Tutuklandı beri o Adrian Davis konuşulan söylemiştir | Open Subtitles | هل تتذكرين عندما قال " ستانفل " بأنَّه لم يتحدث قطٌ مع " آدريان دافيس " |
| Eğer bize yardım etmezseniz, Brian, biz mümkün olmayabilir Adrian kaydedin. | Open Subtitles | إن لم تقدم لنا المساعدة يا " برايان " فمن الممكن أن نكون غير قادرين على إنقاذ السيد/ آدريان |
| Maalesef Yangın Tahkik Bürosu Adrian Gish'in peşini bırakmaya karar verdi. | Open Subtitles | لسوءِ الحظِ, فقد قرر مركزُ التحقيقِ في الحرائقِ عدم متابعة "آدريان جيش" حالياً |
| Adrian Monk. Ve, uh, bu da Sharona Fleming. | Open Subtitles | آدريان مونك و ، هه ، هذه (شارونا فليمنغ) |
| Adrián'ın bana verdiği çizmeleri giydim ve dans etmeye başladım. | Open Subtitles | ارتديت الحذاء الذي أعطاني (آدريان) إياه وشرعت في الرقص. |
| Arian Foster orada. | Open Subtitles | هاهو (آدريان فوستر) |
| Babanın sevgilisiyle kızı biçip geçen de sendin. O da tabii çift kapılı fahişe Adrienne oluyor. | Open Subtitles | (نعم وانت الذى صدمتها بعشيقة ابوك العاهرة ذات البابين (آدريان |