Ben olsaydım insanlara takılır, kulaklarına fısıldardım. | Open Subtitles | يا رجل .. لو كنت مكانك لعبثت بعقول الناس , أهمس فى آذانهم |
Tabii ki korkmazlar ama Wraithler her zaman duymak için kendi kulaklarına ihtiyaç duymazlar. | Open Subtitles | بالطبع لا لكن الريث لا يحتاجون دائما آذانهم للسمع |
Ve kulaklarını kullanarak dünyayı dolaşabiliyorlar. | TED | ونمكنهم من التحرك في العالم بواسطة آذانهم |
Hemen gidip kulaklarını bükeyim onların. Bay Poirot, sizinle bir şey konuşabilir miyim? | Open Subtitles | سأذهب إلى الأسفل ، وأمنحهم برغوثا في آذانهم |
Ben sizi duyuyorum, ama onların kulakları yeterince hassas değil. | Open Subtitles | أستطيع سماعكم لكن آذانهم ليست قوية كفاية |
İnşaattaki gürültüler kulaklarında çınlıyor. | Open Subtitles | تكسير البناء أصواتها في آذانهم |
Bebekleri kulaklarından değil, ağızlarından beslediğinden emin olman gerekecek. | Open Subtitles | لكن أحرص أن تُطعم الأطفال في فمهم وليس آذانهم |
Ta ki beyinsiz olduklarını iki kulaklarının arasındakinin sadece bir yumru olduğunu anlayana kadar. | Open Subtitles | لأصدم عندما أكتشف أنه لا عقول لديهم، مجرّد متخلفون يهزوّن الأشياء بين آذانهم. |
Onların gözleriyle görmek... kulaklarıyla duymak... zamanı nasıl yaşadıklarını... ölümü nasıl keşfettiklerini... aşkı nasıl hissettiklerini... ve dünyayı nasıl algıladıklarını kavramak. | Open Subtitles | أن أرى من خلال أعينهم وأسمع من خلال آذانهم ولكي أفهم كيف يواجهون الزمن؟ |
kulaklarına, boyunlarına ya da meme uçlarına takabilecekleri şık şeyleri. | Open Subtitles | المواد الفاخرة التي يمكن أن يلبسونها في آذانهم حول رقابهم, خلال حلماتهم |
Anneleri olmaksızın korundular... ... çocukların kulaklarına güneş koruyucusu sürerseniz yanmaz. | Open Subtitles | بدون الأم التي توفر لهم الظل تحتاج صغار الفيلة الى واق من الشمس لحماية آذانهم من الحروق |
buraya gelir, konuşurlar belki kulaklarına fısıldayacak birileri vardır. | Open Subtitles | إنهم يأتون إلى هُنا يتحدثون عن ذلك حسناً ، رُبما لديهم شخص ما يهمس فى آذانهم |
Yüzyıllar önce kulaklarını bükerdim. Hep işe yarardı. | Open Subtitles | قبل قرون ، كنت اقرص آذانهم ، وكان يفي بالغرض |
Departmanda güvendiğim kişilerden kulaklarını... açık tutmalarını istiyorum. | Open Subtitles | أنا اسأل الجديرين بالثقة في هذا القسم لإبقاء آذانهم مفتوحة |
Ama o kadarla kalmıyor. Sol kulaklarını kesmiş. | Open Subtitles | لكنه لم يتوقف عند هذا الحد وأزال آذانهم اليسرى |
Ben sizi duyuyorum, ama onların kulakları yeterince hassas değil. | Open Subtitles | أستطيع سماعكم لكن آذانهم ليست قوية كفاية |
9'da orada olabiliriz. Bu sefer kulakları çınlayacak! | Open Subtitles | هذه المرة سنطرش آذانهم |
İtalyan kulaklarında yeni bir ses duydular. | Open Subtitles | سمعوا صوت جديد على آذانهم الإيطالية |
Sözleri hâlâ kulaklarında. | Open Subtitles | كلماته لا تزال تدوي في آذانهم |
Eğer kulaklarından kaldırırsan, canları yanmıyor. | Open Subtitles | شد آذانهم لن يؤلمهم ذلك كثيرا |
Seni onların gözlerinden, kulaklarından koruyacağım. | Open Subtitles | سأحميك من عيونهم و آذانهم. |
Bazı İngilizler suyun altında kulaklarıyla nefes alabilir. | Open Subtitles | بعض الرجال الإنجليز يمكن أن يتنفسوا تحت الماء من خلال آذانهم |