| Gerçekten üzgünüz, ama yetenek gösterisine gelince, lütfen, bizi buna zorlamayın. | Open Subtitles | حسناً ، نحن آسفين جداً ولكنبالنسبةلعرضالمواهب.. من فضلك ، لا تستطيع إدخالنا في هذا |
| Demek ki hepimiz üzgünüz, ama hepimiz eğlendik de. | Open Subtitles | إذن ,فكلنا آسفين لكننا حظينا بالمرح جميعاً |
| "Jie, seni televizyondan gördük ve gerçekten üzgünüz. | Open Subtitles | ' جي، رأيناك على التلفزيون ونحن آسفين جدا. |
| üzgün olduklarını söylerler. Çiçekler, kartlar gönderirler. | Open Subtitles | هم يقولون آسفين , ويحضرون الورود ويرسلون بطاقات تعزية |
| Cenazede bizimkiler, üzgün olduklarını söylemek için birbirlerini eziyorlardı. | Open Subtitles | في الجنازه الرجال كانوا يتعثرون في محاولة قول انهم آسفين |
| - Geç kaldık özür dileriz - Her şey yolunda mı? | Open Subtitles | ـ آسفين للتأخر ـ هل كل شيء على ما يُرام ؟ |
| Kaybınız için çok üzgünüz. Sadece birkaç soru soracağız. | Open Subtitles | نحن آسفين جداً على خسارتكم لدينا بضع أسئلة فحسب. |
| - Bu kabul edilemez. - Gerçekten üzgünüz. | Open Subtitles | شخص ناضخ أخر ، و هذا ليس صحيحاً نحن آسفين جداً |
| üzgünüz fakat, burada hiç kimsenin yaşadığını düşünmemiştik. | Open Subtitles | آسفين, و لكن إعتقدنا أنه لايٌوجد احد يعيش هُنا. |
| Bak, takımın için üzgünüz ama daha önce bu adam gibi bir şey görmedik. | Open Subtitles | انظري، نحن آسفين لأجل فريقكِ ولكن هذا الرجل، لم نرى أي شيء مثله من قبل |
| Ve tekrardan üzgünüz suçluyu yakalayamadığımız için. | Open Subtitles | و نحن آسفين مُجددًا لعدم قبضنا على المُجرم. |
| Rahatsız ettiğimiz... için üzgünüz. | Open Subtitles | قل لها .. أننا آسفين إن كنا أزعجناها |
| Bu talihsiz kaza için gerçekten üzgünüz. | Open Subtitles | نحن آسفين على هذهِ الحادثة المأسويّة. |
| Yaptıklarımız için üzgünüz. | Open Subtitles | الذي كنا نحاول قوله هو أننا آسفين جداً |
| - üzgünüz, Holly. - Evet, gerçekten üzgünüz. | Open Subtitles | نحن آسفين , يا هولي نعم , آسفين جداً |
| Neden üzgün olmayı bırakıp da buraya yapmak için geldiğiniz şeyi yapmıyorsunuz, oyunu öğrenmiyorsunuz? | Open Subtitles | ما رأيكم بدلاً من أن تكونوا آسفين أن تقوموا بما تم جلبكم إلى هنا لأجله؟ والذي هو تعلم اللعبة؟ |
| Ve size çok çok üzgün olduğumuzu belirtmek istedik efendim, çünkü denemelerde sizi hayal kırıklığına uğratıyoruz. | Open Subtitles | وأيضا أردنا أن نقول أننا آسفين للغاية، سيدي لأننا خيبنا آمالك في التدريب الدعائي |
| Bana olanlardan dolayı ne kadar üzgün olduklarını söyleyen insanlardan bıktım. | Open Subtitles | لقد أخبرني الكثير من الناس كم هم آسفين على ما حدث لي |
| Rahatsız ettiğimiz için özür dileriz efendim. Sizin için zor olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن آسفين لإزعاجك، ونحن ندرك أن هذا وقت صعب بالنسبة لك |
| - O zaman sizi tanıyamadığımız için özür dileriz. | Open Subtitles | نحنُ آسفين لعدم تعرّفنا عليكَ المرة الماضية. |
| Kardeş ZiLong, sorun yarattığımız için çok özür dileriz ha. | Open Subtitles | "لونغ", آسفين جداً لاننا وضعناك في هذه المشكلة ايها الحمقى الثلاثة |
| Bu yüzden çok üzüleceğiz ve yalan olduğunu bildiğimiz sözler vereceğiz. | Open Subtitles | بسبب بُعد المسافة بيننا و بعدها سنكون آسفين و سنقطع وعوداً و هي مجرّد أكاذيب |