"آسف على المقاطعة" - Translation from Arabic to Turkish

• Böldüğüm için üzgünüm
• Böldüğüm için özür dilerim
• Böldüğüm için kusura bakmayın
• Kestiğim için özür dilerim
• Rahatsız ettiğim için üzgünüm
• Böldüğümüz için kusura bakmayın
• Rahatsız ettiğim için özür dilerim
• buluşmanızı böldüğüm için de kusura bakmayın
• Kestiğim için üzgünüm

Böldüğüm için üzgünüm, ama yemeğin neredeyse hazır olduğunu söylemek istemiştim.
أنا آسف على المقاطعة ، فأنا أردت أن أخبركم إن العشاء على أوشك على الإنتهاء

Böldüğüm için üzgünüm.
وبالتأكيد لم يكن ليقتل أحداً ما. آسف على المقاطعة.

Böldüğüm için üzgünüm ama adli tabip az önce aradı.
آسف على المقاطعة لكني تلقيت مكالمة من الفاحص الطبي

Tamam, Böldüğüm için özür dilerim. Ama her konuşmayı o yönetmeye çalışır!
حسناً، آسف على المقاطعة لكنها تسيطر على أية محادثة

Böldüğüm için özür dilerim. Adım Damon Jarwell. Kitaplarınızda ki çılgınlıklar kadar kitaplarınızın hayranıyım.
آسف على المقاطعة , دايمون جويويل اذا هل كتبك مجنونة كما يفترض بها

Böldüğüm için kusura bakmayın ama ben size soru sormadım.
أعذرني، أنا آسف على المقاطعة لكني لم اعرض هذا كسؤال

Böldüğüm için üzgünüm. Çok vaktinizi almaz.
آسف على المقاطعة , لن يستغرق الأمر طويلا

Böldüğüm için üzgünüm ama ışıklar gitti ve Ray korkuyor.
آسف على المقاطعة, ولكن الأضواء انطفأت و "راي" خائف

Böldüğüm için üzgünüm.
مرحباً رفاق، آسف على المقاطعة.

Bu her ne ise Böldüğüm için üzgünüm.
آسف على المقاطعة.. مهما كان الأمر.

Böldüğüm için üzgünüm ama bana bir şey söylemek zorundasınız.
آسف على المقاطعة لكنك لديكَ شيئًا أريده

Böldüğüm için üzgünüm, ya size daha iyi bir fikrim var dersem?
-أجل، آسف على المقاطعة . لكن ماذا إن قلت لك إن لديّ خطة أفضل؟

Yine Böldüğüm için özür dilerim ama..
آسف على المقاطعة مجدّدا ولكنّ هل ستنتهي القصّة

Peki, teşekkürler, Böldüğüm için özür dilerim.
حسنا، إذاً، شكرا، آسف على المقاطعة.

Efendim, Bayan Underwood Böldüğüm için özür dilerim.
سيدي، سيدة آندروود، آسف على المقاطعة.

Böldüğüm için özür dilerim. Dr Montgomery olduğunuzu söylediler.
آسف على المقاطعة (الممرضة قالت أنكِ الطبيبة (مونتجومري

Böldüğüm için kusura bakmayın komiserim, komodinden başlayarak Blum'un silahı saklamış olabileceği her yeri aradık.
آسف على المقاطعة ملازم لكننا بدأنا من مائدة 9 وبحثنا في كل مكان قد يخفي سلاحه

Kestiğim için özür dilerim. Şu içinde bulunduğunuz duruma...
معذرة ، آسف على المقاطعة ، لكن فى هذه الظروف

Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Buraya geldiklerinde sana haber vermemi söylemiştin.
آسف على المقاطعة ، طلبتَ مني أنّ أعلمكَ عن مجيئهم فور وصولهم؟

Böldüğümüz için kusura bakmayın.
آسف على المقاطعة. أنا القائد (رينارد).

Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama Dr. Goran'ı tutukladılar.
" آسف على المقاطعة إنه الدكتور " غورين قبض عليه

Ha, bu arada, buluşmanızı böldüğüm için de kusura bakmayın. Başka sefere artık.
اوه آسف على المقاطعة , إفعلها في وقتٍ لاحق

Sözünüzü Kestiğim için üzgünüm.
أوه , آسف على المقاطعة.