"آمنتُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • inandım
        
    • inanmıştım
        
    • inansaydım
        
    • İnandığım
        
    • inanıyordum
        
    • inansam
        
    Her zaman, kökenlerimizi yerde,... toprağa ya da denizin dibine gömülü halde... bulabileceğimize inandım. Open Subtitles لطالما آمنتُ بأنه يمكن اكتشاف أصولنا من الأرض مدفونة تحت التربة أو في أعماق البحر
    Söylediğin her şeyi yaptım ve burada yaptığın şeye inandım. Buradaki rolümü bilmek istiyordum. Open Subtitles فعلتُ كلّ ما طلبت منّي، آمنتُ بما تفعله هنا، وأودّ أن أعلم دوري فيه.
    Ama ben hep konuştukları gücün doğru olduğuna inandım. Open Subtitles لكن لطالمـا آمنتُ أن القوة التى يتحدثون عنهـا كانت حقيقية
    Söylemeliyim ki, ben de kendime inanmıştım. Open Subtitles حَسناً، ويجب علي القول أني آمنتُ بنفسي، أيضاً.
    Başlangıçta ve şavaşta kendime inansaydım eğer... Open Subtitles لو آمنتُ بنفسي من البداية و قاتلتُ...
    Dünya Bankası'nda başka bir sohbet ve deneyimimde ne yöne gideceğim konusunda nihai kararı vermemi sağlayan şeydi, yapılacak en kârlı araştırma olmasa da tamamen inandığım şeyle ilgiliydi. TED كانت لديّ محادثة وتجربة أخرى في البنك أعتقد أنها جعلتني أتوصلُ إلى قرارٍ نهائي فيما أريدُ التوجه إليه، رغم أنه لم يكن البحث الأكثر ربحًا للتوجه إليه، لكنه كان فقط حول ما آمنتُ به.
    Ben Kurul soruşturmasının herhangi bir finansal düzensizlik bulamayacağına kuvvetle inanıyordum. Open Subtitles لقد آمنتُ بكل ثقة بأنّ تحقيقات لجنة الأوراق الماليّة والتبادل سوف تخرج بدون أيّ مخالفات ماليّة علي الإطلاق
    Miguel, kadere inansam, hileli zarlarla oynamazdım herhalde. Open Subtitles ميجيل، إذا انا آمنتُ بالمصيرِ، فلَنْ أَلْعبَ بنرد مغشوشِ هممم
    Her zaman görevimin çalışanlarıma, birlikte dikkat çekecek birşeyler inşa edebilmek için ilham vermek olduğuna inandım. Open Subtitles .... لطالما آمنتُ بأنّ واجبي ...أن أُلهم موظفيَ لكي
    Ve bu sabah için yeni bir ameliyat belirledim çünkü Tanrı'nın bana böyle söylediğine inandım. Open Subtitles و لديّ عمليّة أخرى صباح هذا اليوم... لأني آمنتُ أن الربّ ... كان يأمرني بذلك
    Çünkü yaşayacağına yaşacağına inandım. Open Subtitles كان لأنني آمنتُ... . لأنني آمنتُ بأنّكَ ستبقى حياً و أنّنا سنمضي بقيّة حياتنا معاً
    Çünkü kadare inandım, sana körü körüne güvendim. Open Subtitles لأني آمنتُ بالقدر ووثقتُ بك ثقة عمياء
    Annem dedi ki, bilim daima dini yener ve şu ana kadar hep buna inandım. Open Subtitles والدتي, قـالتذلك... العـلم دائمـاً فوق الـدين وطبـقاً لتـلك النـقطة , لطالمـا آمنتُ بها
    Şimdi ise seninle kalakaldım çünkü her zaman şuna inandım zamanı geldiğinde, yapılması gerekeni yapıyorsun. Open Subtitles ... الآن أنا عالق معك لأنني لطالما آمنتُ أنه عندما يحين الوقت فستقوم بما يتعيّن فعله
    Onun gerçek bir kadın sıfatında açacağına sahiden inanmıştım. Open Subtitles .لقد آمنتُ بصدقٍ أنها ستتفتحُ إلى امرأة بإمكانيات حقيقةٍ
    Roma'ya uçan halıyla gitme hayaline işte bu kadar inanmıştım. Open Subtitles بهذا القدر آمنتُ بتصوراتك (حول قيادة السجادة السحرية إلى (روما
    Bilesiniz diye söylüyorum efendim, size hep inanmıştım. Open Subtitles وللتاريخ، سيدتي آمنتُ بك دائماً.
    Keşke bunun mümkün olduğuna inansaydım. Open Subtitles -أتمنى لو آمنتُ بهذا ..
    Eğer Tanrı'ya inansaydım. Open Subtitles "لو آمنتُ بالله"
    Günaha inansaydım. Open Subtitles "لو آمنتُ بالخطيئة"
    Ama yok, inandığım az sayıdaki şey de çöktü. Open Subtitles لكن لا، الأشياء القليلة ... التي آمنتُ بها، انهارت.
    İnandığım için değil ama... o benim dostumdu ve ölmüştü. Open Subtitles ليس لأنني آمنتُ بها,ولكن... ولكنه كان صديقي وكان ميتًا.
    Eylemlerinin hayatları tehlikeye attığına inanıyordum... Open Subtitles أنا آمنتُ أن تصرُفاتِهِ تُعرِض حيوات للخطر..
    Kısasa kısas yasasına inansam öyle olurdu. Open Subtitles ستكون كذلك إذا آمنتُ بقانون الانتقام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more