'Wright' kardeşlerin hayâllerine inanan insanlar, onlarla kan, ter ve göz yaşları içinde çalıştılar. | TED | الأشخاص الذين آمنوا بحلم الأخويت رايت عملوا بدمهم و عرقهم و دموعهم. |
İnandılar ki, eğer bu uçan makineyi çözebilirlerse, dünyanın gidişini değiştireceklerdi. | TED | فقد آمنوا أنهم إن استطاعوا اكتشاف طريقة لصنع آلة للطيران، فإنهم سوف يغيرون مجرى تاريخ العالم. |
Gezegeninizin halkı Dünya'nın düz olduğuna inanıyordu. | Open Subtitles | إنّ أناس كوكبكم آمنوا ذات يوم أن عالمكم مُسْتوٍ. |
Hatta suçsuz ruhların,suyun altında gizlenen şeytan tarafından oraya çekilebileceğine inanırlardı. | Open Subtitles | لقد آمنوا بأن أي روح غير متشككة من الممكن أن تسحب تحت الماء من قبل الشيطان المتربص تحت الماء |
Rahip, Ori'a inanıp iman edenlerin iyileşeceğini söyledi. | Open Subtitles | قال الراهب إنّ الذين آمنوا بالـ((أوراي)) وتقبّلوهم سيشفون |
- Bölgeyi boşaltın. | Open Subtitles | آمنوا المنطقة الطواقم الطبية فقط |
Bütün yaradılış sorularının cevaplandığı bir yer olduğuna inanıyorlardı. | Open Subtitles | لكن فوق كل ما عدا ذلك، آمنوا بمكان، توجد به إجابات لأسئلة الوجود تلك. |
Sonsuz yaşama inanın. | Open Subtitles | آمنوا به من أجل الخلود المسيح هو الوحيد القادر على مساعدتكم |
Bana kaç kişinin bir zamanlar rahiplere inandığı için geldiğini bilseniz şaşırırdınız. | Open Subtitles | ستندهشون بعدد المرضى الذين يأتون إلي لأنهم في وقتٍ ما آمنوا بقسيس |
İnandıkları bir şey için hayatlarını riske atan kardeşlerden söz ediyorum. | Open Subtitles | انا اتحدث عن أخوة خاطروا بحياتهم من اجل شيء آمنوا به |
Ama bana inandıklarını biliyordum, bunun kanıtı da şu anda evimde. | Open Subtitles | لكنني علمت أنهم آمنوا بي، و أمتلك هذا في بيتي الآن |
Ve ona inanan insanlar... ...onun hedefini aldılar, ve kendi hedefleri yaptılar, ve insanlara söylediler. | TED | فكان من الناس الذين آمنوا بما آمن به أن تبنوا قضيته،وأخبروا الناس بها. |
Buradaki insanlardan minnettarım. bana inanan insanlara, ben bile kendime inanmazken. | Open Subtitles | ممتنّة لكلّ أولاءك الذين كانوا بجانبي الذين آمنوا بي, حتى عندما فقدتُ ثقتي بنفسي. |
Ama büyükannem cennetlerden düşen mavi meleklerin anlatıldığı hikâyeye inanan özel insanların soyundan geliyor. | Open Subtitles | لكن جدتي تأتي من سلسلة طويلة من الناس المميزين الذين آمنوا بقصة، عن الملائكة الزرق الذين نزلوا من السماء. |
Onlara inanacak bir şey vermememe rağmen bana inandılar. | Open Subtitles | لقد آمنوا بي عندما لَم أُقدِّم لهم أي شيء ليُؤمنوا بِه |
Doğru. İlk Kurucular devlet yönetimi için de aynı şeye inandılar. | Open Subtitles | الآباء المؤسسون آمنوا بالشيء نفسه عن الحكومة. |
Kendilerini kurtaracak bir tanrıdan gelen cevapları barındırdığına inandılar. | Open Subtitles | آمنوا بأنه يحوي استجابات من إله قد يخلصهم. |
Bunu başarmadan önce çok az insan bize inanıyordu. | Open Subtitles | وكان هناك بعض الناس الذين آمنوا بقدراتنا قبل أن نحقق ذلك |
1965'te çok az kişi Vietnam'daki sınırlı çatışmaların büyük bir cephe savaşına dönüşeceğine inanıyordu. | Open Subtitles | في عام 1965، قلة من الناس آمنوا بأن النزاع المحدود في فيتنام سيتحول إلى حرب على نطاق واسع |
Antik Yunan'da insanlar, tanrılar gibi davranmaya başladıklarında kibirin ortaya çıktığına inanırlardı. | Open Subtitles | اليونان القدماء آمنوا أن العجرفة تبدأ.. حين يعتقد الرجال أنّ بمقدورهم التصرف كالآلهة |
Eski Mısırlılar, Yunanlılar, hepsi bir cehennem cezasına inanırlardı. | Open Subtitles | المصريين القدماء، اليونانيون جميعهم آمنوا بالعالم السفلى للعقاب |
Ama kim bana iman eden bu küçüklerden birini günaha düşürürse boynuna kocaman bir değirmen taşı asılıp denizin dibine atılması kendisi için daha iyi olur. | Open Subtitles | لكنأيشخصيعارضأحدصغيرة الذين آمنوا لي، كان أفضل - كانتمعلقةعلىحجر الرحىحولعنقه، ، وأنه غرقوا في . |
- Bölgeyi boşaltın. Tecride başlayın. | Open Subtitles | آمنوا المنطقة الطواقم الطبية فقط |
Mavi auralara, ruhları temizlemeye ve çocukların katı disipline edilmesine inanıyorlardı. | Open Subtitles | لقد آمنوا بتلك الأرواح و الإنضباط للأطفال |
Onun öğretmeye çalıştığı şeye inanın, saçmalıklar hariç. | Open Subtitles | آمنوا بما حاول تعليمه بلا هراء |
Ve De Vaca yaşamın ve ölümün gücüne sahip olduğuna inandığı yoluna adadı. | Open Subtitles | مؤتمر الأجسام الطائرة المجهولة" الذين آمنوا بأنّ لديه سيطرة على الحياة و الموت! |
İnandıkları şey için mücadele etme cesareti olan pek çok vatansevere böyle dediler. | Open Subtitles | قيل ذلك بشأن الكثير من الوطنين العظماء الذين كانت لديهم الشجاعة لمواجهة ما آمنوا به |
Hepimizi öldürmeye çalıştıktan sonra bile buna inandıklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنّهم آمنوا بذلك حتّى بعدما حاولت قتلنا جميعًا. |