"آمنوا" - Translation from Arabic to Turkish

    • inanan
        
    • inandılar
        
    • inanıyordu
        
    • inanırlardı
        
    • iman
        
    • boşaltın
        
    • inanıyorlardı
        
    • İnanın
        
    • inandığı
        
    • İnandıkları
        
    • inandıklarını
        
    'Wright' kardeşlerin hayâllerine inanan insanlar, onlarla kan, ter ve göz yaşları içinde çalıştılar. TED الأشخاص الذين آمنوا بحلم الأخويت رايت عملوا بدمهم و عرقهم و دموعهم.
    İnandılar ki, eğer bu uçan makineyi çözebilirlerse, dünyanın gidişini değiştireceklerdi. TED فقد آمنوا أنهم إن استطاعوا اكتشاف طريقة لصنع آلة للطيران، فإنهم سوف يغيرون مجرى تاريخ العالم.
    Gezegeninizin halkı Dünya'nın düz olduğuna inanıyordu. Open Subtitles إنّ أناس كوكبكم آمنوا ذات يوم أن عالمكم مُسْتوٍ.
    Hatta suçsuz ruhların,suyun altında gizlenen şeytan tarafından oraya çekilebileceğine inanırlardı. Open Subtitles لقد آمنوا بأن أي روح غير متشككة من الممكن أن تسحب تحت الماء من قبل الشيطان المتربص تحت الماء
    Rahip, Ori'a inanıp iman edenlerin iyileşeceğini söyledi. Open Subtitles قال الراهب إنّ الذين آمنوا بالـ((أوراي)) وتقبّلوهم سيشفون
    - Bölgeyi boşaltın. Open Subtitles آمنوا المنطقة الطواقم الطبية فقط
    Bütün yaradılış sorularının cevaplandığı bir yer olduğuna inanıyorlardı. Open Subtitles لكن فوق كل ما عدا ذلك، آمنوا بمكان، توجد به إجابات لأسئلة الوجود تلك.
    Sonsuz yaşama inanın. Open Subtitles آمنوا به من أجل الخلود المسيح هو الوحيد القادر على مساعدتكم
    Bana kaç kişinin bir zamanlar rahiplere inandığı için geldiğini bilseniz şaşırırdınız. Open Subtitles ستندهشون بعدد المرضى الذين يأتون إلي لأنهم في وقتٍ ما آمنوا بقسيس
    İnandıkları bir şey için hayatlarını riske atan kardeşlerden söz ediyorum. Open Subtitles انا اتحدث عن أخوة خاطروا بحياتهم من اجل شيء آمنوا به
    Ama bana inandıklarını biliyordum, bunun kanıtı da şu anda evimde. Open Subtitles لكنني علمت أنهم آمنوا بي، و أمتلك هذا في بيتي الآن
    Ve ona inanan insanlar... ...onun hedefini aldılar, ve kendi hedefleri yaptılar, ve insanlara söylediler. TED فكان من الناس الذين آمنوا بما آمن به أن تبنوا قضيته،وأخبروا الناس بها.
    Buradaki insanlardan minnettarım. bana inanan insanlara, ben bile kendime inanmazken. Open Subtitles ممتنّة لكلّ أولاءك الذين كانوا بجانبي الذين آمنوا بي, حتى عندما فقدتُ ثقتي بنفسي.
    Ama büyükannem cennetlerden düşen mavi meleklerin anlatıldığı hikâyeye inanan özel insanların soyundan geliyor. Open Subtitles لكن جدتي تأتي من سلسلة طويلة من الناس المميزين الذين آمنوا بقصة، عن الملائكة الزرق الذين نزلوا من السماء.
    Onlara inanacak bir şey vermememe rağmen bana inandılar. Open Subtitles لقد آمنوا بي عندما لَم أُقدِّم لهم أي شيء ليُؤمنوا بِه
    Doğru. İlk Kurucular devlet yönetimi için de aynı şeye inandılar. Open Subtitles الآباء المؤسسون آمنوا بالشيء نفسه عن الحكومة.
    Kendilerini kurtaracak bir tanrıdan gelen cevapları barındırdığına inandılar. Open Subtitles آمنوا بأنه يحوي استجابات من إله قد يخلصهم.
    Bunu başarmadan önce çok az insan bize inanıyordu. Open Subtitles وكان هناك بعض الناس الذين آمنوا بقدراتنا قبل أن نحقق ذلك
    1965'te çok az kişi Vietnam'daki sınırlı çatışmaların büyük bir cephe savaşına dönüşeceğine inanıyordu. Open Subtitles في عام 1965، قلة من الناس آمنوا بأن النزاع المحدود في فيتنام سيتحول إلى حرب على نطاق واسع
    Antik Yunan'da insanlar, tanrılar gibi davranmaya başladıklarında kibirin ortaya çıktığına inanırlardı. Open Subtitles اليونان القدماء آمنوا أن العجرفة تبدأ.. حين يعتقد الرجال أنّ بمقدورهم التصرف كالآلهة
    Eski Mısırlılar, Yunanlılar, hepsi bir cehennem cezasına inanırlardı. Open Subtitles المصريين القدماء، اليونانيون جميعهم آمنوا بالعالم السفلى للعقاب
    Ama kim bana iman eden bu küçüklerden birini günaha düşürürse boynuna kocaman bir değirmen taşı asılıp denizin dibine atılması kendisi için daha iyi olur. Open Subtitles لكنأيشخصيعارضأحدصغيرة الذين آمنوا لي، كان أفضل - كانتمعلقةعلىحجر الرحىحولعنقه، ، وأنه غرقوا في .
    - Bölgeyi boşaltın. Tecride başlayın. Open Subtitles آمنوا المنطقة الطواقم الطبية فقط
    Mavi auralara, ruhları temizlemeye ve çocukların katı disipline edilmesine inanıyorlardı. Open Subtitles لقد آمنوا بتلك الأرواح و الإنضباط للأطفال
    Onun öğretmeye çalıştığı şeye inanın, saçmalıklar hariç. Open Subtitles آمنوا بما حاول تعليمه بلا هراء
    Ve De Vaca yaşamın ve ölümün gücüne sahip olduğuna inandığı yoluna adadı. Open Subtitles مؤتمر الأجسام الطائرة المجهولة" الذين آمنوا بأنّ لديه سيطرة على الحياة و الموت!
    İnandıkları şey için mücadele etme cesareti olan pek çok vatansevere böyle dediler. Open Subtitles قيل ذلك بشأن الكثير من الوطنين العظماء الذين كانت لديهم الشجاعة لمواجهة ما آمنوا به
    Hepimizi öldürmeye çalıştıktan sonra bile buna inandıklarını düşünüyorum. Open Subtitles أظنّهم آمنوا بذلك حتّى بعدما حاولت قتلنا جميعًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more