Böylelikle hepsinin paritesi, yani tek ve çift sayıda olması, aynı anda değişiyor. | TED | وبهذا يتغير التناسب بين جميع البيوض، أو حتى توزعهم بشكل فردي أو زوجي، في آنٍ واحد. |
Arkadan ve yandan aynı anda çarpılan bir araba hayal edin. Bu tip rüzgarlar yapısal sorunlar ortaya çıkarabilir mi? | Open Subtitles | تخيل صدم سيارة من الخلف ومن الجانب في آنٍ واحد |
aynı anda bir sürü proje üstünde çalışıyoruz... malzemelerin yerinin değişmesi, kaybolması normal. | Open Subtitles | وذلك لأننا نعمل على العديد من المشاريع في آنٍ واحد كما أن المواد المرجعية لا توضع في محلها عادة |
Böyle bir bomba yapmak için, reaksiyonun aynı anda milyonlarca atom içinde meydana gelmesi gerekir. | Open Subtitles | لبناء قنبلة كهذه، يجب أن يحدث تفاعلٌ بين ملايين الذرّات المتعدّدة في آنٍ واحد. |
Silahı derhal test ederek, iki problemi birden eş zamanlı olarak çözmeyi öneriyorum. | Open Subtitles | أقترح أن نحل كلا المشكلتين في آنٍ واحد عن طريق اختبار فوري للسلاح. |
Evet, iki gözünü aynı anda kırpabilene kadar. | Open Subtitles | بلى، حتى يمكنكِ الرمش بعينيكِ في آنٍ واحد |
aynı anda her yerde olamam. | Open Subtitles | لا يمكنني التواجد في كلّ مكان في آنٍ واحد |
Sonra da aynı anda hem erkek hem kadın olan bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | قابلتُ رجل, الّذي هو إمرأة ورجل في آنٍ واحد |
Bütün sabah aynı anda hem ağladım hem güldüm ve henüz düğün bile değil. | Open Subtitles | إنني أضحك وأبكي في آنٍ واحد طوال الصباح ولم يحن موعد الزفاف بعد |
aynı anda hem uykuda hem uyanıkmışım gibi. | Open Subtitles | الأمر يبدو كما لو كنت نائماً ومستيقظاً في آنٍ واحد. |
Esas itibarıyla geçmişi, şimdiyi ve geleceği aynı anda görebilir hale geliyorsunuz. | Open Subtitles | أيّ أنّك تستطيع في الجوهر، رؤية الماضي، الحاضر و المستقبل في آنٍ واحد. |
Yapmamız gereken belki de silahlarımızı aynı anda bırakmaktır. | Open Subtitles | ما علينا فعلهُ هوَ ، ربما أن نضعَ أسلحتنا جميعاً في آنٍ واحد |
aynı anda hem yaslı dulu hem de darbe liderini oynayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك لعب دوريّ الأرملة الحزينة، وقائدة الجماعة في آنٍ واحد! |
3 kapı birden 4 saniyeliğine aynı anda açık kalıyor. | Open Subtitles | اربع ثوانٍ عندما تفتح جميع البوابات في آنٍ واحد |
Lorenzo'ya aynı anda ateş edip doldurabileceği bir tüfek sözü verdim. | Open Subtitles | انظر، لقد وعدته بسلاح يستطيع أن يُطلق النار ويُلقّم في آنٍ واحد |
Herkes telekinezisini aynı anda yapsın. Onu sabit tutmayı başarabilirsiniz. | Open Subtitles | الجميع يحركه ذهنيًا في آنٍ واحد سنكون قادرين على الإمساك به |
Senin gibi aynı anda hareket edemem fakat yine de Shunshin tekniğimle insanları korumaya yardım edeceğim. | Open Subtitles | لا يُمكنني نقل الجميع في آنٍ واحد بعكسك، ولكني سأدعم الجميع بتقنية الشونشين خاصتي. |
Seni hala kovmamış olmamın tek sebebi aynı anda iki yerde olamamam. | Open Subtitles | السبب الوحيد لعدم طردي لك هو لأنه لا يمكنني التواجد بمكانين في آنٍ واحد |
Yaşanabilecek tüm olaylar aynı anda yaşanıyor. | Open Subtitles | طل سلسلة ممكنة من الأحدث تحدث جميعها في آنٍ واحد. |
Ve ayrıca zamansal eş mevki de var. - Karavanda. | Open Subtitles | و هنالك أيضاً التواجد في مكانين في آنٍ واحد ... كما حصل في المقطورة |
Zamansal eş mevki. Fargo! | Open Subtitles | التواجد في مكانين في آنٍ واحد (فارجو) |