"آوين" - Translation from Arabic to Turkish

    • Owen
        
    O zamandan beri, hatta daha öncesinde Owen yoldan çıkmıştı. Open Subtitles منذ حينها، وحتى قبل ذلك، و(آوين) لم يكن على طبيعته
    Ayrıca, Bölüm'ün senin hâlâ Owen olduğunu düşünmesi için de fazla zaman kalmadı. Open Subtitles والآن فرصتك التي ستدوم لفترة قصيرة حيث تظن "المؤسسة" أنك ما زلت (آوين)
    Owen olduğun zamanlar hâlâ bir şeyler ifade ediyor olmalı. Open Subtitles الوقت الذي عشته وأنت (آوين) لابد وأنه يعني لك شيئًا
    Bunu Owen üzerinde mi kullanacaktı? Open Subtitles أتظن أنها كانت ستخدم هذا الشيء على (آوين
    Owen'ın test sonuçları beyninde yara izi olduğunu gösteriyor. Open Subtitles إختبارات (آوين) تُظهر أن لديه ندوب بالمُخ
    Son 48 saat içinde, bize pusu kurdu, Owen'ı kaçırmaya çalıştı ve bu duvarların içinde biyolojik silah kullandı. Open Subtitles في الـ48 ساعة الماضية كانت تتربص بنا (محاولةً إختطاف (آوين "وتفجير القنابل البيولوجية داخل "الشعبة
    Nikita, acele etsen iyi olur. Owen ne kadar daha devam edebilir, bilmiyorum. Open Subtitles نيكيتا)، من الأجدر أن تسرعي) أجهل إلى متى سيتمكن (آوين) من مماطلتها
    Michael, Owen'ın gizli görevde tecrübesi olmadığını biliyoruz. Open Subtitles (مايكل)، نعلم بنقص الخبرة لدى (آوين) في العمل قيد التخفي
    Aslında, Owen ayıya karşı oldukça güzel olabilir. Open Subtitles في الواقع مقاتلة (آوين) مع الدب سيكون شيئًا جليًا
    Owen'ın hazır olduğuna emin olmakla ilgili. Open Subtitles الأمر وما فيه أني أرغب (آوين) أن يكون مستعدًا
    Owen'ın o kişi olabileceğini biliyorum. Open Subtitles وأنا على ثقة بأن (آوين) بوسعه أن يكون هذا الشخص
    Bu yüzden Owen'ın hazır olduğuna emin olmam gerek. Open Subtitles ولهذا أردت التيقن أن (آوين) مستعد لهذا العمل
    Tam da Nikita ve Owen'ın 15 dakika içinde yola çıkmasını söylüyordum. Open Subtitles (لقد كنت أقول للتو لـ (نيكيتا) و (آوين يجب أن يكونوا هناك خلال 15 دقيقة
    Owen, ben Michael. Adam batı kanadına ilerliyor. Open Subtitles آوين)، معك (مايكل)، إنه يدخل الرواق الغربي)
    - Owen, hangi cehennemdesin? Open Subtitles آوين)، أين أنت بحق الجحيم؟ ) في طريقي إليهم
    Tamam, Nikita içeride. Sean, Owen, siz hazır mısınız? Open Subtitles .نيكيتا) قد دخلت الحفل) شون)، (آوين) أأنتما متأهبان؟
    Owen, partimizi bölenin kim olduğunu görebiliyor musun? Open Subtitles حسنٌ، (آوين) هل يمكنكَ تمييز مقتحمة حفلنا؟
    Owen ve Alex başaramayacak. Open Subtitles آوين) و(أليكس) لن يتمكنوا من الوصول في الوقت المحدد قطّ)
    Amanda'nın Owen üzerinde kullandığının aynısından. Open Subtitles من نفس نوع المقاعد التي استخدمتها (أماندا) على (آوين)
    Sam'i, Owen'a dönüştürmek gibi. Open Subtitles بنفس الطريقة التي قامت من خلالها بتحويل (سام) إلى (آوين)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more