Sana diyeceğim bugüne kadar hiç bu kadar mutlu olmadım. | Open Subtitles | أنا أخبرك، لم أكن أبداً بهذه السعادة من قبل |
Vay canına, onu hiç bu kadar yıkılmış görmemiştim. | Open Subtitles | يا فتى, أنا لم اره أبداً بهذه الحالة من قبل |
Yeni bir bahane uydur. Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim. | Open Subtitles | لتبحث عن عبارات جديدة كلارك لم أراها أبداً بهذه السعادة |
birbirimize hiç böyle davranmadık moralini bozmak için çalışıyordum zamanını boşa harcadın. | Open Subtitles | نحن لم نعامل بعضنا أبداً بهذه الطريقه فقط لعلمك, اني كنت أحاول أن اخيب ظنك بسهوله لذا أنتِ فقط تضيعين وقتك |
Seni 25 yıldır hiç böyle mutlu görmemiştim. | Open Subtitles | لم أراك أبداً بهذه السعادة خلال 25 عام من معرفتك به |
10 yaş genç görünüyorsun. Seni hiç bu kadar mutlu görmemiştim. | Open Subtitles | أحبيه تبدين أصغر بعشر سنوات لم أرك أبداً بهذه السعادة |
Hayatımda daha önce hiç bu kadar ciddi olmamıştım. | Open Subtitles | اممم انا لم أكن أبداً بهذه الجدية حول أي شيء في حياتي |
Ev hiç bu kadar temiz olmamıştı. | Open Subtitles | المنزل لم يكن أبداً بهذه النظافة |
Vay canına, daha önce hiç bu kadar hızlı gitmemiştim. | Open Subtitles | لم أقد أبداً بهذه السرعة مسبقاً |
Ve Toshiko da öyle hiç bu kadar kendinden emin olmamıştı. | Open Subtitles | ... وتوشيكو أيضاً لم تكن أبداً بهذه الثقة |
* Hayat hiç bu kadar ıssız görünmemişti * | Open Subtitles | * هذه الطربق لم تبدو أبداً بهذه الوحدة * |
Simon'u daha önce hiç bu kadar mutlu görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى (سايمن) أبداً بهذه السعاده من قبل |
Sen benim arkadaşımken hiç böyle hissetmedim. | Open Subtitles | أنا... . أنا لم أشعر أبداً بهذه الطريقة، ليس وأنت صديقي |