"أبدا أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Asla
        
    • hiçbir zaman
        
    • hiç bir zaman
        
    Asla sokaklarda başın dik dolaşıp, benim adım Aldo Vanucci diyemeyeceksin. Open Subtitles لا تستطيع أبدا أن ترفع رأسك عاليا قائلا أنا ألدو فانوتشي
    Büyük klasikleri okuyup-yazmayı Asla öğrenmeyeceksin, ...ebedi ve ezeli gerçekler: Open Subtitles لن تتعلم أبدا أن تقرأ وتكتب الدروس الكلاسيكية، والحقائق الخالدة:
    Müslüman bir kız Asla yükselemez ve başkanlık talep edemez. Open Subtitles ولايمكن لفتاة مسلمة أبدا أن ترتقي وتطالب بأن تكون الرئيس
    hiçbir zaman, topları benimkinden büyük olan bir kızla olamadım. Open Subtitles لا يمكننى أبدا أن أكون مع فتاة رجولية أكثر منى
    Hastaneye çok yakınlar Bu ormanlarda onları hiçbir zaman yenemeyiz. TED فهم قريبون للغاية من المستشفيات, لا يمكننا أبدا أن نهزمهم في هذا المجال.
    Bu çocuklardan hiç bir zaman korkman gerekmez, hem de hiç. Open Subtitles لن يتوجب عليك أبدا أن تخاف من هؤلاء الاطفال بعد الان
    Defalarca yeniden inşa etmek zorunda bırakılıp Asla potansiyelimize ulaşamadığımız doğru. Open Subtitles نحن أجبرنا لإعادة البناء العديد من الأوقات،لا يجب أبدا أن إمكانيتنا.
    Asla unutma senin Celal'le evliğin sadece bir alyanstan ibaret. Open Subtitles لا تنسي أبدا أن زواجك من جلال كان صفقة فقط
    Bu da Vimi'nin babasının Asla evlenmeme izin vermemesi demek. Open Subtitles مما يعني والد فيمي لن يسمح لي أبدا أن أتزوجها
    Sonsuz sayıda maymun Asla Shakespeare'in yapıtlarını yazamaz. TED عدد لا منته من القرود لا يمكنه أبدا أن يكتب أعمال شكسبير.
    İçimizde yatan şey Asla gerçekten sömürülemez, alınamaz veya çarpıtılamaz. TED ما يكمن في داخلنا لا يمكن أبدا أن تكون مستعمرة حقا، ملتوية، أو اتخذت بعيدا.
    Peşini Asla bırakmayacak bir varlığın olabileceğini hiç düşünemez. Open Subtitles يبدو أنهم لن يتعلموا أبدا أن هناك صيادا يمكنه مطاردتهم للأبد
    Kadınlar sekiz gün sonra çok isteyecekleri şeyleri Asla sekiz saniyede yapmazlar. Open Subtitles المرأة لا تريد أبدا أن تفعل الشيء في 8 ثواني إنها تريد أن تفعله بعد 8 أيام
    Gördüğünüz gibi açık bir alan ne kadar popüler ve başarılı olursa olsun, hiçbir zaman garantide değildir. TED هكذا ترون، بغض النظر عن مدى شعبية ونجاح الأماكن العامة، فإنه لا يمكن أبدا أن يكون أمرا مفروغا منه.
    Ve yüzeylerin dizilişine bakarsanız, görürsünüz ki, kenar ve yüzeyleri, nasıl düzenlerseniz düzenleyin, bir yüzey hiçbir zaman bir kenarı geçemez. TED وإذا رأيت كيف الطبقات مكدسة، ستجد أنه بغض النظر عن كيف تكدس الطيات و الأوراق لا يمكن للورقة أبدا أن تخترق الطية
    hiçbir zaman telefonla konuşmadı ve araba kullanmadı. Open Subtitles لم يسبق له أبدا أن استخدم هاتفا أو قاد سيارة
    Neden bana hiçbir zaman iyi iş çıkardığımı söylemiyorsun? Open Subtitles لم لا يمكنك أبدا أن تخبرنى أننى أبليت حسنا؟
    hiçbir zaman onun istediği kişi olamazsın ve o hiçbir zaman seni olduğun gibi kabullenmez ya da yaptıklarını. Open Subtitles لا يمكنك أبدا أن تصبح ما هى تريدة ، ولن تستطيع تقبلك على شاكلتك أو ما قمت به.
    hiç bir zaman birinin ofis dediğini duymazsınız. TED لم أسمع أبدا أن أحدهم يقول : المكتب.
    Çocuğun Harsesis olduğunu hiç bir zaman ispatlayamadık. Open Subtitles نحن لم نتأكد أبدا أن الطفل هو هرسيسس
    Bu hiç bir zaman tamamen yok edilemedi... yıllar önce kütüphaneciler... onu üç parçaya ayırıp... dünyanın farklı yerlerine yolladılar. Open Subtitles ولكن بما انك لا يمكن أبدا أن تدمر الرمح تماما كسره أمناء المكتبة منذ مئات السنين إلى ثلاثة أجزاء وتوزعت القطع الثلاثة في أماكن سرية حول العالم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more