"أبرز" - Translation from Arabic to Turkish

    • Abers
        
    • önde gelen
        
    • de en
        
    • en parlak
        
    • en önemli
        
    • göze çarpmak
        
    • en önde
        
    Tanrım, Abers! Open Subtitles ياألهي، أبرز
    Abers. Open Subtitles أبرز
    Amerikanın önde gelen mamografi üreticisi bu ilanı Washington Post gazetesinde yayımladı. TED وقد صرحت احد أبرز اخصائي الاشعة التصريح التالي لصحيفة الواشنطن بوست
    Siz de en seçkin mezunlarımızdan birisisiniz. Open Subtitles أظنّ بأنّك واحد من أبرز الخريجين لدينا. أجل.
    Lise kariyerimin en parlak anısı olacağını garanti etti. Open Subtitles أكد لي أنها ستكون أبرز ما في حياتي المدرسية
    Bu eğitim programını yaparken zamanın en önemli matematikçilerinden yararlanmışlardı. Open Subtitles كان منهاج الرياضيات مستوحى من عمل أبرز الرياضيين الذين أثروا في عصرهم
    Ve gerçekten bir fark yaratmak istiyorum. Bilirsin, göze çarpmak. Open Subtitles وانا اريد فعلا ان اضع بصمتي كما تعلمين , أبرز
    Bu ben, Cenevre, İsviçre'de bulunan dünyanın en önde gelen parçacık fiziği laboratuvarı CERN, TED هذا أنا في مختبر سيرن في جنيف، سويسرا، والذي هو أبرز مختبر لفيزياء الجسيمات في العالم.
    Epitaph'ın editörü John Clum ve bazı önde gelen kişiler... başımızda sen olursan bizi destekleyecekler. Open Subtitles جون كلام محرر جريدة إبيتاف و بعض أبرز المواطنين سيساندوننا لو عرفوا أنك المسئول
    Bu parti, senin lise kariyerinin de en parlak anısı olabilir. Open Subtitles تعرفين، الحفلة قد تكون أبرز ما في حياتك المدرسية
    İnsanların bir kafa kesimini izleyip umursamaz kalabilmelerinin ve hatta hayal kırıklığına uğramalarının belki de en etkileyici örneği 1792'de Fransa'da ünlü kafa kesme makinası giyotinin ortaya çıkışıdır. TED ولعل أبرز مثال على قدرة الإنسان على مشاهدة عملية قطع الرؤوس ويبقى غير متأثر بذلك أو حتى يشعر بخيبة الأمل هو عندما تم تقديم المقصلة في فرنسا عام 1792، آلة قطع الرأس الشهيرة.
    Kevin Flynn'ı, Encom'un en parlak ve genç yazılım mühendisini. Open Subtitles (كيفن فلين) أحد أبرز المبرمجين الصغار لدى شركة "إنكوم"
    Ama Cherlyn'e de açıkladığım gibi, ne şanslıyız ki bu konuda dünyanın en önemli uzmanlarıyla birlikteyim. Open Subtitles ولكن كما أشارت شيرلين، أنّه لحسن حظّنا، صادف أنّني أعرف أبرز الخبراء في العالم في هذا المجال.
    Ve son olarak, Cagatay Evyapan, diğer adıyla Cha0 -- en önemli hacker'lardan biri, Ankara, Türkiye'den. TED و أخيرا، شاتاى إيفيابان، الملقب بـ "تشا0" واحد من أبرز المخترقين على الإطلاق، من أنقرة في تركيا.
    Çok göze çarpmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أبرز نفسي
    Bu yüzden, çağın en önde gelen bilim adamının etkisini ve ününü, özgür dünyayı bir Nazi atom bombası ihtimaline karşı uyarmakta kullanmaya karar verdi. Open Subtitles لذا قرّر استغلال شهرة وتأثير أبرز علماء عصره ليحذّر العالم الحرّ من احتمالية قنبلة النازيّين الذرّيّة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more