Ateş edebileyim diye seni bir kenara savuran adam, işte baban oydu. | Open Subtitles | الرجل الذي أبعدك عن الطريق لكي أتمكن من إطلاق النار هو والدك |
seni kesici aletlerden, kapalı garaj kapısından, kimyasal maddelerden uzak tutmamızı söyledi. | Open Subtitles | قال بأننا يجب أن أبعدك عن الأجسام الحادة، أبواب المرآب المغلقة، المادة الكيمياوية ,، مواد. |
Plana göre seni Paris'e götürüp, bırakarak, yoldan çekilmeni sağlayacaktık. | Open Subtitles | الخطة كانت أن أصحبك إلى باريس ثم أتركك لكى أبعدك عن الطريق |
seni olayın dışında tutmak istemiyorum. | Open Subtitles | اسمع ، لا أريد أن أبعدك عن الموضوع ، لكن هذه الصفقة جيدة |
Yaptıklarıyla seni korumuş gibi de görünebilir. | Open Subtitles | هو يظهر بأنّ أعمالها أبعدك عن طريق الأذى. |
En gözde hazırlık grubundan seni alıkoyan ne? | Open Subtitles | حسنا مالذي أبعدك عن مجموعة القراءه المفضله لديك ؟ |
Hadi Carson, ne büyük bir tesadüf, o seni odandan çıkarıyor ve ruh sopası kayboluyor. | Open Subtitles | هيا ، كارسن إنها مجرد صدفة كبيرة هو من أبعدك عن غرفتك وبعد ذلك سرق عصا الروح |
seni buradan götürmeliyim. Fazla vaktimiz yok. Her an geri dönebilir. | Open Subtitles | يجب أن أبعدك عن هنا ليس لدينا وقت كثير، يمكن أن يعود في أية لحظة |
seni o köpeklerden uzak tutmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أبعدك عن هؤلاء الكلاب أظن بأنني يجب أن أكذب أكثر من عنوانا |
seni düşüncemden uzaklaştıran içkiye ve fahişelere dönebilmek için. | Open Subtitles | ،لكي أعود إلى الشرب وإلى العاهرات كي أبعدك عن تفكيري |
Gerçeğin artık hiçbir önemi yok. Önemli olan tek şey seni hapse girmekten korumak. | Open Subtitles | الحقيّقة لا تعني شيء بعد الآن المهم الآن أن أبعدك عن السجن |
- seni eve sokmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أبعدك عن الطرقات و عن المخدرات |
Bu olay seni doğrudan ilgilendirmiyor ve bu olayın seni çetenin aktivitelerini araştırmandan alıkoymasını istemem doğrusu. | Open Subtitles | هذه القضية ليست في مجال تخصصك أفضل أن لا أبعدك عن تحقيقك في نشاط العصابة |
seni buradan çıkarmalıyız. | Open Subtitles | يجب علي أن أبعدك عن هنــا ولكن من أجل القيام بذلك |
seni bu kazadan olabildiğince uzakta tutabilmek için elimden gelen herşeyi yaptım. | Open Subtitles | توسطتُ لدى الجميع كي أبعدك عن هذه الحادثة قدر ما أستطيع |
Aslında, seni yanımdan bile ayıramam. | Open Subtitles | في الحقيقة، لا أستطيع أن أبعدك عن ناظريّ. |
Ama seni olman gereken yerden koparamam. | Open Subtitles | لكني لا أستطيع أن أبعدك عن المكان الذي يجب أن تكون فيه |
Ya da kız kardeşin seni babanla bırakıp terk ettiğinde intihar etmeni önlemediğimi? | Open Subtitles | عندما حرقك والدك بالسيجارة؟ أو أبعدك عن الانتحار عندما هجّرتك أختك معه؟ |
Anlaşılan bana seni gereğinden önce büyütmüş. | Open Subtitles | يبدو جلياً أن أباك أو أحدً ما أبعدك عن حي "أندرسون" مبكراً |
Bir şey seni sokaklardan uzaklaştırmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أن شيئ ما أبعدك عن الشارع |