Bir keresinde bir partideydim ve Liddy elini bir mumun üzerine koydu ve öylece tuttu ta ki eli yanana kadar elini öylece alevin üzerinde tuttu. | Open Subtitles | -كنت في حفل ذات مرة ثم وضع ليدي يده فوق شمعة مشتعلة و أبقاها في ذلك الوضع لمدة طويلة ترك يده فوق النار حتى إحترق لحمه |
Lanet pervane patladı. Guillermo onu sabit tuttu. | Open Subtitles | لقد أنفجر المحرك اللعين , لقد أبقاها ثابتة |
Sadece şans getirsin diye sakladı. | Open Subtitles | أبقاها كتميمة للحظ |
Kendine sakladı. | Open Subtitles | لقد أبقاها لنفسه. |
Üç yıl boyunca, internet üzerinden tutmuş olduğu günlüklerle istismarı belgeliyor. | Open Subtitles | مذكراته على الانترنت التي أبقاها ل3 سنوات التي تُوثِق الإساءة |
Onu kaçıran kişi dün geceye kadar canlı tutmuş sonra cesedi atmış. | Open Subtitles | لقد اختفت منذ عدة أيام. أيا كان من اختطفها أبقاها حيةً حتى ليلة أمس ومن ثم تخلص منها. |
Onu masasının altında bir camda saklıyordu. | Open Subtitles | أبقاها في صندوق زجاجي خلف مكتبه |
Bunları sakladığına sevindim. Çoğu kimse saklar. | Open Subtitles | - " يسرني أنه أبقاها الكثير من الناس فعلون عادةَ |
Baban onu 22 yıl boyunca dünyadan ayrı, senden ayrı, kilitli tuttu. | Open Subtitles | أبقاها أبوكِ محبوسة لـ22 سنة بعيدةً عن العالم بعيدةً عنكِ |
Kim Conti 18 saat önce kayboldu, ama bir sebepten onu hayatta tuttu. | Open Subtitles | كيم كونتي إختفت قبل حوالي 18 ساعة لكنه أبقاها حية لسبب ما |
Ona düzenli olarak aşı yaparak onu hayatta tuttu. | Open Subtitles | أعطى لها حقن عادية أبقاها على قيد الحياة |
Simmons'ı birkaç ay sıcak tuttu diye ateşle. | Open Subtitles | ..ليس لأنه أبقاها دافئة لعدة أشهر |
Nanook'un enikler için yaptığı minicik iglo, onları tüm gece sıcak tuttu ve .onları yaşça büyük köpekbalıklarından korudu. | Open Subtitles | الـ"إيغلو" الصغير الذي شيّده (نانوك) من أجل الجِراء أبقاها دافئة طوال الليل وآمنة من الأفكاك الجائعة لأبناء جلدتها الكبار. |
Samaritan kendisinin bir yedek kopyasını yarattı ve virüsün ulaşamayacağı hava boşluklu bir server'da sakladı. | Open Subtitles | السامري) صنع نسخة أحتياطية من نفسه) أبقاها في ملقم للهواء حيث لا يمكن للفيروس الوصول لها |
Ama O zamandan beri büyükbabam onu ambarda tutmuş. | Open Subtitles | لكن أبقاها جدّي في الحظيرة منذ ذلك الحين، لذا... |
- Köşeye zincirleyerek onu elinde tutmuş. - Aman Allah'ım. | Open Subtitles | أبقاها مكبلة في الزاوية - يا إلهي - |
Onu burada ne tutmuş? | Open Subtitles | إذن ماذا أبقاها هنا؟ |
Taşları yatağının altında saklıyordu çünkü Levi utanıyordu. | Open Subtitles | لقد أبقاها مُخبأه تحت سريرة لإن (ليفاي)كان يشعر بالخجل |
Bu mailler Colby'nin tehlikeli seviyedeki zehirlilikten haberi olduğuna ve sır olarak sakladığına işaret ediyor. | Open Subtitles | هذه الإيميلات توضح أن (كولبي) كان على دراية بمستويات التسمم الخطيرة و أبقاها سراً |