En iyisi, kabukları içinde, çok sulu patates lapası! Midelerini bulandırsa da Onları güçlü tutar. | Open Subtitles | أفضل شيء هو ثريد البطاطا بالقشور يأنون منه، لكنه أبقاهم اقوياء. |
Bu sefer, deney farelerini çalışma boyunca aynı şekilde beslemek yerine Onları tek bir grupta tutup beslenmelerini %5 ve yirmi süt proteini arasında, üç haftalık aralıklarla değiştirdi. | Open Subtitles | هذه المرّة، بدلاً من إبقاء جرذان التجارب على نفس نمط الغذاء على طول الدراسة، أبقاهم في مجموعة واحدة |
Onları, bize saldırmalarına engel olan tek şey, İrlandalıların silahlarıydı. | Open Subtitles | الأسلحة الإيرلندية هي الأمر الوحيد الذي أبقاهم في القاع |
Haylazlık Onları yaşamda oradan oraya sürükledi ve bu sürgünler Onları bir arada tuttu. | Open Subtitles | سبب إعادة الطفل المُتبنى : سلوك غير لائق , التحرش بقط قام ببيع أثاث المنزل , التسبب بفيضان و قد أبقاهم الإنتقال متقاربين |
O para Onları hayatta tuttu. | Open Subtitles | هذا المال أبقاهم أحياء. |
Onları bunun canlı tuttuğuna mı inanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين أن هذا قد أبقاهم أحياء ؟ |
İnsanlar ne kadar korkup, nefret etseler de canavar Onları Rahl'dan koruyordu. | Open Subtitles | بقدر خوف الناس وكرههم للوحش, بقدر ما أبقاهم سالمين من "رال" |
Beni hizaya sokmak için çocuklarımı aldı. Onları üç ay alıkoydu. | Open Subtitles | ليُبقيني أعمل عنده، أخذ أطفالي" "لمدة 3 أشهر، أبقاهم عنده |
Onları kamarasında tutuyordu. | Open Subtitles | أبقاهم في حجرته ... كابتنويلبرفورس |
Onları hatıra olarak bodrumunda saklardı. | Open Subtitles | أبقاهم كتذكارات في سردابِه |
Onları orada tuttu, hemen yanında yarı çıplaklardı. | Open Subtitles | أبقاهم هناك، بالقربمنه... نصف عُراة. |
Onları burada tutamayız. | Open Subtitles | لانستطيع أبقاهم هنا. |
Süslü ve sık kürkleri Onları geceleri sıcak tutar. | Open Subtitles | فرائهم الكثيف أبقاهم" ،دافئين في الليل |