Sürekli şarkı söyler ve şaka yapar. Kızları ve oğulları, dördüncü katta bana saldırmak isteyen boğalarından beni kurtardı. | TED | كان دائمًا يغني ويحكي النكت، وقد أنقذني أبناؤه وبناته من ثوره الذي أراد أن يهاجمني في الطايق الرابع. |
Karısı Dorothy oğulları Walter, Coleman ve kendisiyle gurur duyduğu Ernestine. | Open Subtitles | زوجته دوروثى أبناؤه والتر و كولمان و مصدر فخره و بهجته الصغيره ايرنستين |
Hatta onun öz oğulları bile ona... dünya'nın gösterdiğinden daha az saygı gösterdi. | Open Subtitles | فإن أبناؤه يبادلوه إحتراما لايبادله أي طفل لوالده |
Oturduğum caddede Harris ve oğulları adında bir berber dükkânı var. | Open Subtitles | كان هناك محل حلاقة في شارعي إسمه هاري و أبناؤه |
- "D'amato ve oğulları olmasını istediği kişiler gibi. | Open Subtitles | - مثل, داماتو والناس الذين أرادهم أن يكونوا أبناؤه. |
Ayrıca oğulları da enfekte olmuş. | Open Subtitles | أبناؤه ايضاً مصابين |
- Yine de Ragnar'ın oğulları onlar. | Open Subtitles | -لكنهم أبناؤه |