"أتأذى" - Translation from Arabic to Turkish

• Zarar
• Canım
• incinmek
• üzüldüğümde
• yaralanmadım
• yaralanmayacağım

Ve fakülteki tipler bana Zarar vermek istiyor.
و بعض الناس فى الكلية يحبون أن يرونى أتأذى

Önce hiçbir silahın, bana Zarar veremeyeceğini gösterdin sonra da içimde hiçbir kılıcın açamayacağı kadar derin bir yara açtın.
أولاً تظهر لي أنه لا يمكنني , أن أتأذى من قبل أيّ سلاح و انت طعنتني بسلاح أقوى

Ve Canım yanmadı çünkü bunu açıklama yapmak için uydurdum.
ولم أتأذى لأن تلك كانت ممارسة خطابية لإثبات وجهة نظر.

Sana güveniyorum. Sadece incinmek istemiyorum.
أنا أثق بك لا أريد أن أتأذى

* Çünkü her üzüldüğümde *
لأنه في كل مرة أتأذى فيها

- Darbe aldım, ama yaralanmadım.
-لقد تناولت بعض اللكمات،ولكنى لم أتأذى

Eğer tetiği çekersen kurşun benden sekecek ve ben de yaralanmayacağım ama sonra yukarı çıkıp toplanacak ve New York'a gitmek üzere ayrılacağım.
إذا ضغطت على ذلك الزناد سترتد تلك الرصاصة عني ولن أتأذى, لكنني سأصعد وسأحزم أمتعتي وسأغادر إلى "نيويورك"

Kötü bir şey yapmak isteyen bir adama mani olmaya çalışırsam bana Zarar gelebilecek bir durum.
لكنه موقف حيث أحاول إيقاف رجل من فعل شيء سيء،قد أتأذى

Yoldaşlarımın Zarar görmesine izin vermem.
دعوني أتأذى عنكم. فلن أدع رفقائي يتأذون

Bakmak istiyorum. Beni kimse göremez, Zarar veremez.
أريد التحقق من الوضع لن يراني أحد ولن أتأذى...

Sorun şu ki bu iş için benim gerekli olmam Zarar verir.
المشكلة أنّ هذا الأمر يقتضي أن أتأذى.

Onun için benim için değil. Ben Zarar görmeyeceğim gerçi ama...
إنها من أجله وليس من أجلي لن أتأذى على الأطلاق ,كلها له...

Eğer hayatta kalırsam. Orada Canım yanabilirdi.
أن بقيت على قيد الحياة من الممكن أن أتأذى هناك

Artık dışarı çıkmıyorum. Bir daha Canım yanmayacak.
لا أخرج إلى هناك بعد الآن لا أتأذى ثانية

Aslında çok Canım yanmadı, sırf size kaçma fırsatı vermek için kendimi yere attım.
لم أتأذى بالفعل ولكن مثلت ذلك, لأني أردت أن تهربوا منهم

* Çünkü her üzüldüğümde *
لأني في كل مرة أتأذى فيها

Ben yaralanmayacağım.
أنا لن أتأذى