Ormanın yanındaki gölde kamp kuruyoruz. Balık ya da baykuş mu tavlamayı umuyorsun? | Open Subtitles | سنخيم بجانب بحيرة بالقرب من الغابة أتأمل في الإرتباط بسمكة أو بومة؟ |
İlahi bir kıvılcım cıkmasını mı umuyorsun? | Open Subtitles | أتأمل في الحصول على شرارة سماوية ؟ |
Meditasyon yapıyorum, organik yaşıyorum ve bana düşkün olan bir bayan var. | Open Subtitles | أنا أتأمل, اعيش على الطعام العضوي, والسيدة الصغيرة مغرمة بي |
Basınçlı yumurta kapsülünün içinde Meditasyon yapıyorum. | Open Subtitles | كنت أتأمل في واحدة من تلك الكبسولات البيضاوية |
Bazen içeriden bakıyorum. EgoCentriCity misali. ve içerideki yuvarlakdan. | TED | لذا أحيانًا ما أتأمل من الداخل بأنانية وأنظر للدوائر الداخلية |
Siz bayanların da zamanla tekrar işe dönebilmem için bana, destek olacağınızı umuyordum. | Open Subtitles | وكنت أتأمل ان تقمن ايتها السيدات في نهاية المطاف ان تدعمن تعييني مجددا |
Julie! Ben de yeni ölçme kabınıza hayran hayran bakıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أتأمل فقط كوب القياس الجديد |
O'Neill'ı kurtarma olasılığı üzerine meditasyon yapıyordum. | Open Subtitles | أنا أتأمل في إمكانية إنقاذ الكولنيل أونيل |
Senle konuşacaklarını mı umuyorsun? | Open Subtitles | أتأمل أن يكلّموك؟ |
Emma'ya rast gelmeyi mi umuyorsun? | Open Subtitles | أتأمل أن تصادف (إيما)؟ |
Orayı devraldığımdan beri ön kapının önünde Meditasyon yapıyorum ve orayı tamamen kilitledim. | Open Subtitles | منذ توليه انا أتأمل أمام الباب التي قَفلتهاُ للأبد للجيدين |
Buradayım çünkü sevildim, okutuldum, korundum ve şanslıydım çünkü doğru okullara gittim, yarı ünlüyüm, genellikle mutluyum, günde iki kez Meditasyon yapıyorum, ancak yine de korku içinde yürüyorum çünkü biliyorum ki beni tehdit olarak gören biri hayatımda bir tehdide dönüşebilir ve ben bundan bıktım. | TED | أنا هنا لأنني أُحببت واُستثمر في، وكنت محمياً ومحظوظاً لأنني ذهبت إلى المدارس الصحيحة أنا شبه مشهور وغالباً أشعر بالسعادة أتأمل مرتين يومياً وحتي بعد كل ذلك أنا أمشي في خوف لأنني أعلم أن هنالك من يراني كخطر يمكنه أن يصبح خطرأ يهدد حياتي ولقد سئمت |
Lütfen, Meditasyon yapıyorum. | Open Subtitles | من فضلك أنا أتأمل |
Buna bakıyorum ve şöyle diyorum, daha derine, daha ileriye ve daha uzağa gidebilecek araçlar var; denizaltılar, su altı robotları ve hatta dalış ekipmanları. | TED | وعندما أتأمل ذلك، وأذهب، حسنًا، هناك أدوات للذهاب بشكل أعمق، وأطول وأبعد: غواصات، عربات الغوص في البحار أو الغطس. |
Hayır, Cecil'in harika el işçiliğine bakıyorum. | Open Subtitles | كلا كلا ,لقد كنت فقط أتأمل عمل سيسيل الرائع |
Kardeşlerime ve kuzenlerime bakıyorum, -- dediğim gibi, bizden çok var -- ve öğretmenler, müzisyenler, yatırım fonu yöneticileri, tasarımcılar görüyorum. | TED | أتأمل في أخواتي وأبناء عمومتي-- وكما قلت، هناك الكثير منا -- وأرى المعلمين والموسيقيين، مدراء صندوق هيدج، المصممين. |
Karışık ama en basit cevap şu... Davadan sonra hayatımızın çok daha iyi olacağını umuyordum... | Open Subtitles | إنه أمر معقد، لكن الجواب البسيط هو أنني ما فَتِئتُ أتأمل بتحسن حياتنا بعد المحاكمة |
Ben de anlayamadım, siz anlarsınız diye umuyordum. | Open Subtitles | لم اتمكن من تقديره بصراحة,كنت أتأمل ان تفعلوا انتم |
Ben de sizden "bedensel" yardım alırım diye umuyordum. | Open Subtitles | حسنا , كنت أتأمل في الحصول منك على مساعدة جسدية |
Sadece bakıyordum, teşekkürler. | Open Subtitles | إنني أتأمل المكان فحسب، شكراً لك |
Kayıtlara geçmesi için söylüyorum, meditasyon yapıyordum. Meditasyonun böyle mi ses çıkarması gerekiyor? | Open Subtitles | ولمعلوماتكم كنت أتأمل هل هكذا يبدوا التأمل ؟ |