"أتبوّل" - Translation from Arabic to Turkish

    • işemem
        
    • işiyorum
        
    • Çişimi
        
    • işerken
        
    • işemek
        
    • Tuvalete
        
    • işemeyeceğim
        
    • çişim
        
    • işerim
        
    • İşememe
        
    • işiyordum
        
    • işeyebilir
        
    Ayrıca bir bardağa işemem ve insanlık için tehlikeli olduğumu bildirmem gerek. Open Subtitles ويجب أن أتبوّل في كوب و أسجّل نفسي كخطر حيوي عامّ
    Yola çıkacaksak önce işemem lazım. Open Subtitles لو كنّا سنذهب برحلة بالسيّارة، فإنّي يجب أن أتبوّل أوّلاً.
    Yanlış anlaşılmasın, bira dökmüyorum, gerçekten işiyorum. Open Subtitles و فقط لكي لا يكون هناك لخبطة هذا الصوت الذي تسمعه ليس صوت تخلصي من البيرة أنا في الحقيقة أتبوّل
    Yıllardır Çişimi yaparken oturmam konusunda ısrar etti. Open Subtitles ولسنوات عدة أصرّت علي أن تجعلني أجلس عندما أتبوّل
    - Sonra senindir. - 19 yıldır evliyiz, işerken bana bakabilirsin. Open Subtitles وسأتركه لك نحن متزوجين لمدة 19 عامًا تستطيع مشاهدتي وأنا أتبوّل
    Ve bir yarış pisti gibi işemek zorundayım. Open Subtitles ويجب أن أتبوّل كحصان سباق
    O zamana kadar Tuvalete gitmem gerek. Open Subtitles انا قطعاً يجب علي أن أتبوّل قبل ذلك الوقت
    Bugün basit şeyler yapmış olabilirim ama orta yerde kağıttan yapılma bir penisle işemeyeceğim. Open Subtitles لقد وصلتُ لنقاطٍ سيّئة اليوم، لكنّني لن أتبوّل من خلال قضيب ورقيّ في العلن.
    Şimdi olmaz tatlım, işemem lazım. Open Subtitles ليس الآن، عزيزي , أريد أن أتبوّل
    Bir de işemem gerek. Open Subtitles ذلك، وأنا وصلت إلى أتبوّل. أين أنت؟
    İşemem lazım Yoksa arabana yapmamı mı istersin ? Open Subtitles يجب عليّ أن أتبوّل ! تريدني أن أعمله في سيّارتك ؟
    Tanrım, tekrar işemem gerekiyor. İzninizle. Open Subtitles ياإلهي، عليّ أن أتبوّل ثانيةً اعذروني
    - O zaman mesanemin arkasına bak, çünkü günde 50 defa falan işiyorum. Open Subtitles لنرى أحياناً، يقومون بالإختباء أجل، لتتفحصي خلف المثانة لأنّني أتبوّل 50 مرةً في اليوم
    Ayda bir bardağa işiyorum, o kadar. Open Subtitles ذلك يعني أن أتبوّل في الكأس مرة واحدة في الشهر
    Kapı açıkken işiyorum. Ve buna bayıldım! Open Subtitles أتبوّل والباب مفتوح ، وأحب هذا
    Çişimi yaparken bile kullanırım. Open Subtitles بالتأكيد , شكراً , حتى وإن كُنت أتبوّل
    Hayır, ona gerek kalmıyor çünkü işerken çığlık atıyorum. Open Subtitles كلاّ، لست مضطرًّا لذلك، فأنا أصرخ عندما أتبوّل.
    Ayakta işemek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أتبوّل وأنا واقف !
    İşe bak, Tuvalete gitmemek için para ödüyorum. Open Subtitles جنيهاً، دفعت للتو جنيهاً لئلا أتبوّل
    - Bir çubuğun üstüne işemeyeceğim. Open Subtitles لن أتبوّل على أيِّ كاشفِ حملٍ.
    Evden her çıkışımızda çişim olup olmadığını sormasaydın bir çocuk gibi davranmazdım belki de. Open Subtitles ربما لم أكن لأتصرف كطفل إن لم تسأليني ان كنت احتاج ان أتبوّل كل مرة نغادر بها من المنزل
    Bahçeye devamlı işerim, ama sıçamam ki. Open Subtitles أتبوّل هنا طوال الوقت لكن لن أتغوّط هنا
    Çok saldırgan davrandın. İşememe izin ver, yoksa yürümem. Open Subtitles أنت كنت عدوانيّا جدًّا, و أنا لن أتحرّك حتّى تركتني أتبوّل .
    - Şey, arada işiyordum, ama, evet, bayan. Open Subtitles حسناً، جزء من الوقت كنت أتبوّل لكن نعم ياسيّدتي
    Özür dilerim ama yanında işeyebilir miyim? Open Subtitles آسف، لكن هل بالإمكان أن أتبوّل بجانبك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more