"أتحدثُ" - Translation from Arabic to Turkish

• konuşuyorum
• konuşayım
• konuşuyordum
• konuşmuyorum
• konuşurken
• bahsediyorum
• konuşmam
• konuşmadım
• konuştum
• konuştuğumu
• konuşacağımı
• bahsediyordum
• bahsetmiyorum

Mesela, ben her gün, binlerce mil uzaktan ebeveynlerimle Skype'ta konuşuyorum.
على سبيل المثال، أتحدثُ مع والديّ من خلال السكايب يومياً، الذين يعيشان على بعد آلاف الأميال.

Sana söylemiştim, Sam Hughes'la ilgili insanlarla konuşuyorum.
انظُر، كما أخبَرتُك. أنا أتحدثُ معَ الناس حَولَ سام هيوز

Önce ben konuşayım, olur mu?
هل أتحدثُ أنا أولاً، وأنتم من بعدي تقولون شيئاً؟

Gelecekteki oğlumuz hakkında konuşuyordum. Jimmy. Seni burada görmek ilginç.
أنا كنت أتحدثُ فقط عن إبننا المستقبلي واو, جيمي

Hepsi hakkında konuşmuyorum; Sadece birisi hakkında konuşuyorum.
لا أتحدثُ عنهم جميعاً أنا أتحدثُ عن ذلك الواحد فقط

Ben nehrin kenarında duruyordum bir arkadaşımla konuşurken kardeşimi görmediğimi fark ettim.
كنت على المياه, أتحدثُ إلى صديق حينما لاحظتُ أنني لم أرى أخي.

Onlara çekindiğimizi göstermemiz gerektiğinden bahsediyorum.
أنتم تعرفون عن ماذا أتحدثُ بأن نكون جادين لكي نربحُ القضية

Onu bulabilir misin diye bir bak, konuşmam lazım.
، أريدُ أن أعلم لو بأستطاعتِكَ أيجادهُ لكي أتحدثُ معهُ

Bilmem. Henüz onlarla konuşmadım.
لا أعلم، لم أتحدثُ معهم حتى الآن

Sanki seninle ilk defa konuşuyorum.
يبدو كما لو كنتُ أتحدثُ لكِ للمرة الأولى

Kişisel almayın, genel anlamda konuşuyorum.
لا تأخذ الأمور بطابع شخصيّ أنني أتحدثُ بشكل عامّ

İngilizceyi ikinci anadilim olarak konuşuyorum.
أنا أتحدثُ الإنجليزيّة كلغة ثانية

Bunla kendinizi örtün. Ben gidip Hacı ile konuşayım.
تفضلي، غطي نفسكِ بهذا، سأذهب و أتحدثُ إلى الحاج

- Onunla bir konuşayım, iyi fikir.
عليّ أن أتحدثُ لها، أجل فكرة جيدة

Cathy'yle konuşuyordum. Yalnız olduğunu itiraf etti.
"لقد كنتُ أتحدثُ إلى "كاثي و تبين بأنها غير مرتبطة

Ben sadece başkaları hakkında konuşuyordum.
--لقد كنت لقد كنت أتحدثُ عن أشخاصٍ آخرون.

Yunanca konuşmuyorum, değil mi?
حسنٌ، أنا لا أتحدثُ "اليونانية" هنا أليس كذلك ؟

Ben onunla konuşurken sen de karısıyla konuşursun.
إذاً أنتِ ستتحدثين مع زوجته بينما أتحدثُ أنا معه

Burada bol damarlı sakatattan bahsediyorum.
أنا أتحدثُ عن الشفاه, والأوردة وما بين الأرجل من لحم

Bayan, çok üzgünüm. Sadece sizinle, komşunuz hakkında konuşmam gerekiyordu.
سيّدتي أنا آسف, أريدُ فقط أن أتحدثُ معكِ حيال جارتُكِ إذا سمحتِ لي

Onunla 20 yıldan beri konuşmadım...
،لمْ أتحدثُ إليه مُنذُ عشرين سنة

Biliyorsun burada oturan çocukla konuştum
إسمع، أتعلم لقد كنتُ أتحدثُ مع الفتى الذي يقطنُ هنا

Ama sizin yaşınızdaki adamlar neden konuştuğumu anlayamaz.
، وليس جميع الأشخاص الذينٌ بنفسُ عمرِكٌ سيعرفوا ما الذي أتحدثُ عنه

Ben henüz seninle nasıl konuşacağımı bilemiyorum.
أنا لا أعرف كيف أتحدثُ إليك حتى الآن

Amerika'dan bahsediyordum.
كنتُ أتحدثُ عن الولايات المتحدة

Ve sadece bomba etkisiz hale getirme ya da elmas çalmadan bahsetmiyorum.
ولا أتحدثُ عن تعطيل القنبلة أو سرقة الألماسة