Kesinlikle. Her neyse, Seninle konuşmam lazım, çünkü genetik danışmanımızın aile geçmişim hakkında bazı soruları olacak. | Open Subtitles | - بالتأكيد ، على كل حال أريد أتحدّث معكِ |
Seninle konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | عليّ أن أتحدّث معكِ. |
Seninle konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | أريد أن أتحدّث معكِ. |
Jules, seninle konuşmak için grup tarafından seçildim. | Open Subtitles | جولز) لقد تمّ إختياري من) .طرف الفريق لكي أتحدّث معكِ |
- seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | مهلًا، أريد أن أتحدّث معكِ |
Bunun hakkında konuşmayacağım. | Open Subtitles | إذن, لن أتحدّث معكِ بهذا الشأن. |
Onlar artık bunun hakkında seninle konuşmamamı söylediler. | Open Subtitles | لقد أخبروني ألا أتحدّث معكِ عن ذلك بعد الآن |
Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | أحتاج أن أتحدّث معكِ |
Seninle konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أتحدّث معكِ. |
Seninle konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | أريد أن أتحدّث معكِ. |
Of, Katie, lütfen, Seninle konuşmam lazım. | Open Subtitles | "كيتي"، أرجوكِ. أحتاج أن أتحدّث معكِ. |
- Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | -يجب أن أتحدّث معكِ |
- Seninle konuşmam lazım. | Open Subtitles | -أحتاج أن أتحدّث معكِ |
- seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | مهلًا، أريد أن أتحدّث معكِ |
Ben de seninle konuşmak istedim. | Open Subtitles | أريد فقط أن أتحدّث معكِ |
- Ben seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | -أريد أن أتحدّث معكِ . |
Bu konuda seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | لن أتحدّث معكِ في هذا الشأن. |
Çık dışarı. Greg seninle konuşmamamı söyledi. | Open Subtitles | قال (غريغ) ألاّ أتحدّث معكِ . |