| Bir daha öyle bir acıya sebep olmak istemem. - Tabii ki istemiyorsun. | Open Subtitles | أنا لن أريد أن أتسبب بمثل هذا النوع من الألم بالطبع لا تريدي أن تفعلي |
| - Panik geçirmeme sebep olacak. | Open Subtitles | ماذا ؟ من المؤسف بالنسبة لى أن أتسبب فى حالة ذعر |
| Senin ölümüne sebep olsaydım kendimi asla affetmezdim. | Open Subtitles | عندما أفكر أنني كدت أتسبب في قتلك يوفي لا أسامح نفسي مطلقاً |
| Masa... masaya o şeyi ben yapmadım. | Open Subtitles | أنا.. أنا لم أتسبب فيما حدث للطاولة. |
| Yanlış kişiyi tutuklattırmak istemem. | Open Subtitles | أكره أن أتسبب في إعتقال الشخص الغير مناسب |
| Ama bir defasında neredeyse cehenneme sürüklenmesine neden oluyordum. | Open Subtitles | و لكنى كدت أن أتسبب فى إلتصاقنا بالجحيم مرة واحدة أيضاً |
| Bella, Jacksonville'e gitmelisin. Böylece artik sana zarar veremem. | Open Subtitles | لكنك ستذهبين لجاكسون فيل لذلك لا يمكنني أن أتسبب لك بمزيد من الأذى |
| Sadece ebeveynlerimin ayrılmasına sebep olmakla kalmamış, bunun yanında bir arkadaşlığı yok etmenin de eşiğindeydim. | Open Subtitles | لم أتسبب فقط بإنفصال والداي لكن أقتربت من إنهاء صداقة |
| Onu orada bırakarak ölümüne sebep oluyordum. | Open Subtitles | أنا كدت أتسبب بمقتلها، بتركها في ذلك المكان. |
| Kafamı toplamak için yürüyüşe çıkmıştım. Neredeyse bir kazaya sebep oluyordum. | Open Subtitles | خرجت أتنزّه لتصفية ذهني، وأوشكت أن أتسبب في حادث. |
| Bana söylemişti; bunu yapma demişti ve ben de söz vermiştim ve şimdi onun ölümüne sebep olmuş olabilirim. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأن لا أفعل هذا ووعدتها والآن ربما أتسبب في قتلها. |
| Karımın ölümüne sebep olduğuma inanmıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | . أنه يمكننى أن أتسبب فى وفاة زوجتى |
| Amerikan ekonomisinin çöküşüne ben sebep olmadım. | Open Subtitles | أنا لم أتسبب في سقوط الاقتصاد الأميركي |
| - Bende ölümüne sebep olmak istemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أريد أن أتسبب في موتك |
| Neredeyse ölmene sebep oluyordum ve Evan öldü ve şubede benim için suçu üstlendi. | Open Subtitles | كدت أن أتسبب بمقتلك (ولقد مات (ايفان ولقد تولى اللوم كله لأجلي في القسم |
| Bir şeyler patladığında hemen büyük yeşil adamı suçlamaya hazırsın fakat buradaki soruna ben sebep olmadım Hydra yaptı. | Open Subtitles | أنتم جميعاً مستعدون لتلوموا الرجل العملاق, الأخضر عندما تسوء الأمور لكني حتي لم أتسبب بأياً من هذا [لقد كان من فِعل [هـــيـدرا |
| Birisi kaza yapmana mı sebep oldu? | Open Subtitles | أتسبب أحد بذلك؟ |
| Bunu ona ben yapmadım, gerçekten. | Open Subtitles | انا لم أتسبب له بذلك، انها الحقيقة. |
| Onu ölü yapmadım. | Open Subtitles | لم أتسبب بموتها |
| - Bunu ben yapmadım. | Open Subtitles | هذا خطأك أنت - لم أتسبب بهذا - |
| O adamın işini kaybetmesinide istemem, sonuçta ekmek parası. | Open Subtitles | لا أريد أن أتسبب في فقدانه لوظيفته فهو بحاجة إلى لقمة عيشه |
| Unutuyorsun, birkaç kez de az kalsın ölümüne neden oluyordum. | Open Subtitles | نسيتي أني كدت أتسبب بقتلك عدة مرات أيضاً |
| Ama ben asla bir çocuğa zarar veremem. | Open Subtitles | لكنّي لن... أتسبب بأذية أي طفل مطلقاً |