Bunu... bunu yapamazsınız. Dışarı çıkarsam polislerle işbirliği yaptığımı düşünecektir. | Open Subtitles | لو خرجتُ من هنا الآن، سيعتقدون أنّي أتعاون مع الشرطة. |
Seni tanımıyorsam seninle nasıl işbirliği yapabilirim? | TED | وإن كنت لا أعرفك، فكيف لي أن أتعاون معك؟ |
Eğer işbirliği yapmamı istiyorsan, onu görmeme izin verirsin. | Open Subtitles | إذا أردتني بأن أتعاون فإسمح لي بأن أراها إذن |
Seninle işbirliği yapmaya ve benimle söyleşi yapmana izin vereceğim ama bu sana 1 000 dolara patlar. | Open Subtitles | لقد قررت أن أتعاون معك وإتاحة الفرصة لك لعمل مقابلة معي مقابل ألف دولار |
FBI'in benden tek istedigi isbirligi yapmammis. | Open Subtitles | اتضح أن ما يريده الفيدراليون مني هو أن أتعاون |
Daha sonra, eğer işbirliği yapmazsam, sonuçlarına katlanmam gerektiğini söylediler. | Open Subtitles | ثم أخبرني إن لم أتعاون سيكون للأمر عواقب |
Neden bahsettiğini bilmezken, nasıl işbirliği yapabilirim ki? | Open Subtitles | كيف أتعاون إن لم يكن لديّ فكرةً عمّا الذي تتحدثين عنه؟ |
Evet, insanlar FBI ile işbirliği yapıp yapmadığını konuşuyorlar. | Open Subtitles | أجل ، الأشخاص يتحدثون عما إذا كُنت أتعاون مع المكتب الفيدرالي |
Sizinle her aşamada işbirliği yaptım. | Open Subtitles | الآن، أنا أتعاون معكم على صعيد كل المستويات |
Enayi durumuna düşmek istemiyorum. İşbirliği yapmayacağım." | TED | أنا لا أريد أن أكون مغفل . أنا لن أتعاون . " |
Diğer insanlarla işbirliği yaptığımda, gerek sette olsun, gerekse çevrim içi, o akışı bulmak benim için çok daha kolay oluyor çünkü hepimiz sadece bir şeye dikkat veriyoruz, birlikte yaptığımız bir şeye. | TED | وحالما أتعاون مع الآخرين، سواء كانوا في موقع التصوير، أو عبر الإنترنت أو في أي مكان آخر، يجعل الأمر سهلًا أكثر لإيجاد ذلك التدفق، لأننا جميعًا نولي الانتباه فقط لا غير لشيء واحد نصنعه معًا. |
Benim Bea'yle görüşmem konusunda o denli olumsuz düşündüğünüzü bilmiyordum, şimdi öğrendiğime göre, işbirliği yapmak, yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | انا لم اكن اعرف مدى انزعاجك بشأن مقابلتي لـ "بي" الآن، وقد صرت أعرف أريد أن أتعاون أريد ان اساعدك |
Ben her zaman askerlerle işbirliği yaparım. | Open Subtitles | اٍننى دائما ما أتعاون مع الجنود |
Onlarla iki haftadır işbirliği yapıyorum. | Open Subtitles | إنني أتعاون معهم منذ أسبوعين يا إد |
Ben sizinle işbirliği yapmam! | Open Subtitles | أنا لا أتعاون مع أي واحد ماذا يجرى هنا |
Yine sıcak yüzünden herhalde Brom. Dolap çevirmem, işbirliği yapmam. | Open Subtitles | إنها الحرارة مجدداً يا (بروم) لا أعمل سراً ولا أتعاون |
Sizinle işbirliği yapınca böyle mi teşekkür ediyorsunuz? | Open Subtitles | أتعاون معكم و هذا هو عرفانكم بالجميل؟ |
Olaya dahil olunca da, işbirliği yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | وعندما تدخلوا كان لا بد أن أتعاون |
Bana işbirliği önerdi çalışmalarımızı tüm dünyada sergiledik Güney Afrika dahil. | Open Subtitles | طلب مني أن أتعاون معه و قد أظهرنا عملنا في كل العالم "بما فيه "شمال إفريقيا |
İşbirliği falan yapmıyordum, sadece adamın öldürülmesini görmek istemedim. | Open Subtitles | أنا لم أتعاون معك.. ولكني... لم أود أن أراهـ مقتولاً. |
FBI'in benden tek istedigi isbirligi yapmammis. | Open Subtitles | اتضح أن ما يريده الفيدراليون مني هو أن أتعاون |
FBI'ın benden tek istediği işbirliği yapmammış. | Open Subtitles | اتضح، أن كل ما تريده مني الـ(اف بي أي) هو أن أتعاون |