Birisi onun eşcinsel olduğunu söylese şaşırmam ama senin eşcinsel olduğunu söyleseler şaşırırım. | Open Subtitles | لن أتفاجأ إذا قيل لي أنه شاذ لكن سأتفاجأ بشأنك لا داعي للتضخيم |
Elbette, gelecekte insan beyninde bir alanın, biri kendi kendine sövünce aydınlandığını öğrenirsek hiç de şaşırmam. | TED | من المؤكد أنه إذا اكتشفنا في المستقبل وجود منطقة في العقل تضيء عندما يشتم الشخص نفسه، فإنني لن أتفاجأ ابدا |
şaşırmadım. Tüm işaretleri yanlış okuduk. | Open Subtitles | لن أتفاجأ فلقد فهمنا كل العلامات بشكل خاطيء |
Gerçek şu ki beni bu şekilde düşünmesine şaşırmadım. | Open Subtitles | الحقيقة أني لم أتفاجأ من ظنّه بي بهذه الطريقة. |
Çok eli sıkıdır, eğer iki tane on sent çıksaydı şaşırmazdım. | Open Subtitles | إنه بخيل لدرجة أنني لن أتفاجأ لو تغوط 20 سنتاً فحسب |
Ama bir gün Magic School onu geri görmek için sürpriz olmaz. | Open Subtitles | لكنني لن أتفاجأ من رؤيته يعود إلى مدرسة السحر يوماً ما |
Sonunda liderliğe oynarsan inan hiç şaşırmam. | Open Subtitles | أتعلم يا ابني، أتنبأ بنجاحك لن أتفاجأ إذا ما انتهى بك المطاف لتصبح في القيادة |
Fakat hala pisler yoklama yapmağa gelirlerse şaşırmam. | Open Subtitles | .. لكنقذرةكما هي. لن أتفاجأ إذا زارنا تفتيش مفاجئ |
Şu mermi olayının altından da sen çıkarsan hiç şaşırmam. | Open Subtitles | لن أتفاجأ لو كنت المسئول عن حادثة المفرقعات |
O-Onu yarın... 16:00'da görebilirim istersen, ama sana söyleyeyim, yarına kadar düzelmiş olursa şaşırmam. | Open Subtitles | غداً عند الرابعة إن أردت لكن علي أن أخبرك أنني لن أتفاجأ إن كان قد تحسن حينها |
Bugün başka bir devralmayı bildirirse hiç şaşırmam. | Open Subtitles | لن أتفاجأ إن أعلن عن صفقة كبيرة أخرى اليوم. |
Ve eğer kız da onu suçluyorsa şaşırmam. | Open Subtitles | ولن أتفاجأ إن كانت هي الأخرى تلومه أيضاً |
Hiçbir şeye şaşırmadım. Ve kendimi hiç bulmadım Ele alamadığım bir durumda. | Open Subtitles | لم أتفاجأ من شيء قط ولم أجد نفسي قط في موقف لا أستطيع توليه |
şaşırmadım. Ortadan kaybolma eğitimi almış. | Open Subtitles | لم أتفاجأ ، إنهم يدربون على التخفي |
Yine de şaşırmadım. Mahalleden gideli uzun zaman olmuştu. | Open Subtitles | لما أتفاجأ فأنت تركت الحي منذ زمن |
Ve şu Dima Başkandan senin paranı alıp kendini kurtarmış deseler, hiç şaşırmazdım. | Open Subtitles | و لن أتفاجأ. إذا كان قد أخذ مالي من ذلك الوغد و هرب. |
Bilemiyorum Senatör, ama hiç şaşırmazdım. | Open Subtitles | لا أعرف أيها السيناتور, لكن لن أتفاجأ بذلك |
Kocan bir şey yaptıysa buna hiç şaşırmazdım, ya sen? | Open Subtitles | لن أتفاجأ إذا علمت إن زوجك لديه شيئاً ليفعله معه, أستتفاجئين أنتى؟ |
Yani, sezonun geri kalanındaki tüm maçları kaybederlerse, benim için sürpriz olmaz. | Open Subtitles | أعني، أنا لن أتفاجأ إذا خسروا بقيّة الموسم |
Bak işte bu çok klas bir parfüm. Hatta neredeyse şaşırdım. | Open Subtitles | إنه عطر فاخر، بالرغم من ذلك لم أتفاجأ كثيراً |
Beni bulmanızı beklemiyordum. Ama sonuçta şaşırmamalıyım. | Open Subtitles | لمْ أتوقّع أنْ تعثرن عليّ لكنْ لا يفترض أنْ أتفاجأ أيضاً |
Sanırım babanın izinden gitmene şaşırmamam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن لا أتفاجأ باختيارك للسّير على خطى والدك. |
Benden bir şey gizleyemezsin, dosyanı inceledim. | Open Subtitles | ليس هناك اسرار بيننا ايها الملازم لن أتفاجأ بشيء .. لقد رأيت ملفك الطبي |
Ben kesinlikle şaşırmayacağım. | Open Subtitles | لن أتفاجأ مطلقاً. |
Seninle çalışırken şaşırmayı bıraktım zaten. | Open Subtitles | لم أعد أتفاجأ من خلال العمل معك |
Onun da bu işin içinde olması beni hiç şaşırtmazdı. | Open Subtitles | ولن أتفاجأ إن كان متورطًا بالأمر |