"أتلي" - Translation from Arabic to Turkish

    • Atlee
        
    • Attlee
        
    • Utley
        
    Müdür Atlee'nin farazi parlak buluşuydu. Open Subtitles لقد كانت بنات أفكار افتراضية للرئيس أتلي.
    Bana düşen, efendim başbakanınız sıfatıyla resmi olarak istifamı sunmak ve yeni hükümeti kurması için Bay Atlee'yi davet etmenizi tavsiye etmektir. Open Subtitles إنه من واجبي يا سيدي بشكل رسمي أن أعرض استقالتي كوزير لك وأنصحك بضم السيد "أتلي"
    Başbakan Sendika'yı öğrendiğinde Atlee ona saldırdı. Open Subtitles عندما وجدت رئيس الوزراء خارج عن نقابة. - أتلي قد هاجموه.
    Konferans hala oturum halindeyken, Clement Attlee'nin İngiltere Başbakanı seçildiği haberi Londra'dan geldi. Open Subtitles ،مع استمرار إنعقاد المؤتمر وصلت الأخبار من لندن بأن كليمنت أتلي انتخب كرئيس وزراء بريطانيا
    Kral'ın yeni Başbakan'ı Clement Attlee. Open Subtitles كان رئيس الوزراء الجديد للملك هو كليمنت أتلي
    Evin sahibi Damian Westlake komşusu Charles Utley'le spor yapmak için saat 17:00'de çıktığında her şeyin yolunda olduğunu söyledi. Open Subtitles يقول أنّ كلّ شيء كان بخير عندما غادر في الساعة الـ 5 مساءً لمواجهة جاره، (تشارلز أتلي) في لعبة صغيرة
    Atlee hasta. Open Subtitles .انظر, أتلي مريض
    Lane, Atlee, senin hükümetin, benim hükümetim, hepsi aynı. Open Subtitles (لين)، (أتلي)، حكومتك، حكومتي، إنهم جميعهم نفس الشيء.
    Başbakan'ın hayatının tehlikede olduğuna dair sebebim var Müdür Atlee. Open Subtitles أيها الرئيس (أتلي)، لديّ سبب لأظن أن حياة رئيس الوزراء في خطر.
    MI6'ten Müdür Atlee sizi görmek istiyor. Open Subtitles سيّدي، الرئيس (أتلي) من جهاز الإستخبارات البريطاني يود رؤيتك.
    Müdür Atlee'nin farazi parlak buluşuydu. Open Subtitles إنها كانت مجرد أفكار أفتراضية للرئيس (أتلي).
    Ajan Faust bu beyleri kandırmış. Nefesini kamu soruşturmasına sakla Atlee. Open Subtitles ـ وهؤلاء الأشخاص تم خداعهم من قبل العميلة (فاوست) ـ (أتلي)، وفر هذا للتحقيق العلني
    - Atlee beni vurdu. - Ev et vurdu efendim. Open Subtitles ـ (أتلي) أطلق عليّ ـ أجل، لقد فعل ذلك، يا سيّدي
    Müdür Atlee. Davetimizi kabul etmeniz ne güzel. Open Subtitles أيها الرئيس (أتلي)، كان لطفاً منك لقبول دعوتنا.
    Başbakan Sendika'yı öğrendiğinde Atlee ona saldırdı. Open Subtitles عندما كشف رئيس الوزراء أمر (النقابة)، ـ (أتلي) قد هاجموه ـ أجل، هذا صحيح
    Atlee anlayacağını söylemişti. Open Subtitles قال أتلي كنت أفهم.
    Yükümüz çok ağır, sevgili Attlee. Open Subtitles لدينا عبء ثقيل لحمله , عزيزي (أتلي) الناس يثقون بنا
    Özür dilerim, Attlee, birşey mi dedin? Open Subtitles أسف "أتلي" هل كنت ستقول شيئاً ؟
    Aslında çok nazik davrandı... Attlee. Open Subtitles في الحقيقة , "أتلي" كان محترم حول هذا
    Sıradaki mahkumları alın. Kaptanın tayfasından Teğmen Utley'yi tanıyor musun? Open Subtitles الأسرى الثلاثة التالون - أتعرفين الملازم (أتلي) من فريق الكابتن؟
    - Ben de Bay Utley ile konuşayım. Open Subtitles -وأرى إذا كان بإمكانهم إستخراج هويّة لأجلنا -وأنا سأتحدّث مع السيّد (أتلي )

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more