Ama inandığım şeyden vazgeçmedim. | Open Subtitles | و لكنّي لم أتوقف عن الإعتقاد بما أؤمنُ به, |
Beni şimdi öldürsen iyi edersin çünkü seni aramaktan asla vazgeçmeyeceğim. | Open Subtitles | ربما عليك أن تقتلني الآن لأنني لن أتوقف عن مطاردتك أبداً |
Biraz daha sakin olmamı... meyve diyetini bırakmamı... ve daha az süt ürünü tüketmemi söyledi. | Open Subtitles | فقطأنه.. يجب علي أن أبطئ قليلا أتوقف عن حمية الفواكه، وأبتعد قليلا عن الألبان |
Çocuklarına bir şeyler almayı bırakmayacağım. | Open Subtitles | أنـا لن أتوقف عن شراء الأشياء للأطفال،بالرغم من ذلك |
Bu da bana konuşmayı bırakıp sahneden inmemi hatırlatan bir slayt. Teşekkür ederim. | TED | وهذه الشريحة لتذكيري بأنه عليّ أن أتوقف عن الحديث وأغادر المسرح. شكرًا لكم |
Devam edemeyeceğim. Bırakın, çalmayı keseyim. | Open Subtitles | لا أستطيع الأستمرار اسمح لي أن أتوقف عن العزف |
Ve eğer bunu yapacaksam annenle görüşmeyi kesmem gerek. | Open Subtitles | .و لوكنتسأفعلهذا. عليّ أن أتوقف عن رؤية والدتكِ |
Merhaba baba. Bu şeytani gürültüyü kesmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | مرحباً أبي ، أتريدي أن أتوقف عن إخراج هذا الصوت المزعج؟ |
Onu elde etmemin tek yolu bu kadar kibirli ve sığ olmayı bırakmam. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي ستمكنني من الحصول عليها أن أتوقف عن كوني تافه وسطحي |
Seni sevmekten hiç vazgeçmedim. Senden daha fazla arkadaşım var diye hep kıskandın. | Open Subtitles | لم أتوقف عن حبك أبداً أنتي كنت دائماً غيورة أنه لدي أصدقاء أكثر منكي |
Ancak onu asla yalnız bırakmadım sevmekten asla vazgeçmedim. | Open Subtitles | لكنني أبدًا لم أهجره لم أتوقف عن حبه ، فقط كزوجة تفعل ذلك لزوجها |
Buna inanmanı istiyorum, çünkü ben inanıyorum ve bundan asla vazgeçmeyeceğim. | Open Subtitles | ويجب أن تؤمن بذلك لأنني أفعل و لن أتوقف عن ذلك |
Ama gezegenimizin hayatta kalması için yerli toplumları bu savaşta birleştirme çabalarımdan asla vazgeçmeyeceğim. | TED | إلَّا أنني لن أتوقف عن بذل جهودي الرامية إلى إشراك مجتمعات السكان الأصليين في الحفاظ على كوكبنا. |
Yüzlerce suçlu yaptıgım şeyi bırakmamı istiyor. | Open Subtitles | المئات من المجرمين يرغبون بأن أتوقف عن الذي أقوم به |
Erkeğe benzeyen kadınları sikmek için erkeklerle sikişmeyi bırakmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أتوقف عن مضاجعة النّاس لأبدأ بمضاجعة نساء يشبهنّ الرجال |
Özür dilerim. Söylediklerini düşünmeden duramıyorum. Seni bırakıp gitmem konusunda. | Open Subtitles | أنا آسفة، لم أتوقف عن التفكير فيما قلته، أنني تركتك |
Söylediğin her şeyi tekrar etmeyi keseyim. Anladım. | Open Subtitles | أتوقف عن تكرار كل ما تقوله , لقد فهمت |
Şey.. onunla internetten konuşmayı kesmem gerektiğini söylemiştin ya? | Open Subtitles | .. حسناً أتذكر عندما قلت لي أنني يجب أن أتوقف عن التحدث إليه عبر الإنترنت؟ |
Yani kocanla flört etmeyi kesmemi söylüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تطلبين مني أن أتوقف عن التودد إلى زوجكِ |
O yüzden cuma diye yaz geldi diye işimi bırakmam. | Open Subtitles | هذا هو لماذا لا أتوقف عن العمل يوم الجمعة أو خلال الصيف |
Yani, konu şu, bu evrene daldım ve ilk andan beri çalışmayı bırakmadım. | TED | لهذا الشيء، فقد غرقت في هذا العالم ولم أتوقف عن العمل. |
Rhonda'nın çikolatalarını yemeyi bırakmalıyım. | Open Subtitles | أوه يجب علي أن أتوقف عن أكل شوكولاة روندا |
Bunu yapmayı kesmeliyim. | Open Subtitles | إني أجني في الساعة أكثر مما تجني أمي يجب أن أتوقف عن عمل ذلك |
Yasemin, ben de seni seviyorum ama olmadığım bir şey olmaya çalışmaktan vazgeçmeliyim. | Open Subtitles | ياسمين أنا أحبك فعلا لكن يجب أن أتوقف عن التظاهر بشئ لا أكونه |
Sanırım sigarayı bırakmak için yanlış haftayı seçtim. | Open Subtitles | أظن إنني أخترت الأسبوع الخاطيء لكي أتوقف عن التدخين |