| Aslında onlar benim mobilyalarım ve halılarım her şeyin parasını ben ödediğimden dolayı. | Open Subtitles | في الواقع، إنه أثاثي و سجاجيدي بما أنني أدفع مقابل كل شيء |
| Ama yağmur yağabilir ve mobilyalarım berbat olabilir. | Open Subtitles | أخاف من أن يهطل المطر و يفسد أثاثي |
| Buraya benim mobilyalarımı yeniden düzenlemeye gelmedin. | Open Subtitles | أنتِ لم تأتي هنا لتعيدي ترتيب أثاثي يا فال |
| mobilyalarımı kafasına göre düzenledi. Posta adresini bana yönlendirdi. Çanak antenini kurdu. | Open Subtitles | إنه يحرك أثاثي ويحول بريده وركب قمر صناعي |
| Öyle görünüyor ki, benim küçük atölyem, dandik mobilyam küçük evim, araç gereçlerim onları şehvetle heyecanlandırıyor. | Open Subtitles | يبدو بأن ورشتي الصغيرة و أثاثي المتواضع أهل بيتي و أدواتي يبدو بأن هذه الأشياء قد أثارت رغبته |
| Eşyalarımı geri istiyorum ben! | Open Subtitles | لاأكترثُ أن كانت أفضل ، أريد أن يعود أثاثي |
| Savaş bittiğinde, Christopher cennette değilse, Gray's Inn'de benim mobilyalarımın üstünde küçük bayan hokey sopasıyla da beraber olamayacak. | Open Subtitles | , حسنا , أذا كرستوفر ليس في الجنة عندما الحرب تنتهي هو لن يكون في نزل جراي , ليس مع الآنسة هوكيزتكز الصغيرة على أثاثي |
| Tüm mobilyalarımdan kurtulacağım, hepsinden ve bu değişik katları yapacağım. | Open Subtitles | -أجل سأتخلص من أثاثي كلّه، وسأبني تلك الطوابق المختلفة |
| Geçen gece evimdeydi. Eşyalarımın yerini değiştirdi. | Open Subtitles | كان في منزلي ليلة البارحه و قام بترتيب أثاثي أيضاً |
| Yeniden ayarladıkların Sadece mobilyalarım değildi | Open Subtitles | ليس أثاثي فحسب، ما أعدتِ ترتيبه |
| Lillian, neden oyuncak mobilyalarım kaldırımda? | Open Subtitles | ليليان , لماذا أثاثي موجود على الرصيف ؟ |
| - mobilyalarım ne durumda? | Open Subtitles | -ماذا عن أثاثي ؟ -لا تقلقي حيال هذا |
| Bunlar da mobilyalarım. | Open Subtitles | و هذا كل أثاثي. |
| mobilyalarım nereye gittiler? | Open Subtitles | أثاثي ، أين ذهب ؟ |
| Bir keresinde bütün bambu mobilyalarımı yemiştin. | Open Subtitles | كان هناك ذلك الوقت حينما أكلت أثاثي من الخيزران |
| ...mobilyalarımı daha önce benim hiç koymadığım yerlere koydu. | Open Subtitles | ورتبت أشيائي ونقلت أثاثي لأماكن لم يذهب إليها من قبل |
| Nakliyecilerin Çarşamba günü mobilyalarımı almaya geleceklerini sana haber vereyim dedim. | Open Subtitles | أردت إعلامك أن الناقلون سيأتون الاربعاء لينقلوا أثاثي. |
| Ev kanunu, eğer eşyalarını yerleştirmezsen benim mobilyam olur. | Open Subtitles | قانون المنزل... إن لمُ تُفرغ أمتعتك، فسيصبح هذا أثاثي. |
| Ne? - Benim evimde kalıp benim yemeğimi yedin ve benim Eşyalarımı sattın. | Open Subtitles | أنتِ تقطنين في منزلي وتأكلين من طعامي وتقومين بسرقة أثاثي |
| mobilyalarımın burada işi ne? | Open Subtitles | مالذي يفعله أثاثي هنا؟ |
| Oturabilirsin ama lütfen köpeğini mobilyalarımdan uzak tut. | Open Subtitles | تفضلي، لكن أبعدي كلبكِ عن أثاثي |
| Eşyalarımın olduğu yerde işte. | Open Subtitles | سحقًا، أثاثي بأكمله هناك. |
| Yaralıysan eşyalarıma kan bulaştırmazsan sevinirim. | Open Subtitles | إن كنت، أقدر جهودك بعدم انتقال الدم على أثاثي |
| Sakın onu mobilyalarıma yapıştırayım deme. | Open Subtitles | في الحقيقة لا أملك خطة. لا تجرؤ أن تمسح هذا في أثاثي. |